21 Şubat 2012 Salı

Ekvador'da tebliği İnkaların torunları yapıyor

Ekvador'da tebliği İnkaların torunları yapıyor-FOTO

Ekvador'da tebliği İnkaların torunları yapıyor-FOTO

İspanyolların büyük kıyıma gittikleri İnka topraklarında, imparator Atahualpa'nın torunları, yerli halka İslam'ı anlatıyor.



Yusuf Ziya Gökçek-Dünya Bülteni

 

Latin Amerika’nın diğer ülkeleri gibi Katolik nüfusun yoğun olduğu Ekvador’da bir grup Müslüman samimi gayretleriyle tebliğ çalışmalarını yürütüyor.

Daha önceleri Güneş’i tanrı kabul eden Inka medeniyetinin torunları Atahualpa adlı hükümdarlarının İspanyol Hristiyanları kendilerine özgü misafirperverlikleriyle ağırlayan daha sonra İspanyol Katoliklerinin yağma ve yıkımıyla Hristiyanlığa cebren geçirildiler.

ekvator2.jpg

İngiliz The Guardian’dan Samia Rahman, The Centro Islamico del Ecuador ( Ekvator İslam Merkezi) çevresinde biraraya gelen Afika, Asya, Osmanlı zamanında Bilad-i Şam’dan (Lübnan, Filistin ve Suriye) bu ülkeye gelen ve aralarına yeni Müslüman olan kişilerin de katıldığı tebliğ çalışmalarını aktardı.

ekvator1.jpg

1994’te yılında ülkede bulunan Müslümanların kendi emekleri ve heyecanlarıyla  kurdukları Ekvator İslam Merkezi’nde kenar mahallelerde ve kentlerde yerli halkı İslam’a davet ediyor.

Ekvator İslam Merkezi’nin çalışmaları kısa süre içinde meyvelerini vererek, birçok Ekvador yerlisinin şehadetine vesile olmuş. 3 sene önce Müslüman olan Maria Fernanda Novilla, ailesinin 11 Eylül hayaletinden dolayı İslam’a geçişinin kolay olmadığını ama ailesinin İslam’a karşo önyargısının sabırlı diyaloglar sonrasında kırıldığını ifade ediyor.

ekvator4.jpg

(Quito'daki İslam Merkezi)

EKVADOR’DA İKİNCİ KUŞAK MÜSLÜMANLAR

Fransisco Carrera, Ekvator Müslümanlarının ikinci neslinin artık oluşmaya başladığının en önemli emaresi. Babası Yahya Squillo’dan sonra Ekvador Müslümanlarının ikinci kuşağını oluşturan Fransisco Carrera, başörtüsüyle Ekvador’da eğitim kurumlarında rahatlıkla eğitim aldığını birçok öğrenci arkadaşının İslam’la ilgili sorularına muhatap olduğunu, onlara İslam’ı anlatmaya çalıştığını söylüyor.

ekvator6.jpg

Ramazan aylarında kalabalık iftarlar yaptığını söyleyen İmam Yahya Suquillo, Müslüman olmayan kimseleri de sofralarına buyur ettiklerini belirterek, bölge halkının zihninde güzel bir konuma sahip olduklarını vurguluyor.

ekvator5.jpg

EKVADOR’UN İLK HACISI

Başkent Quito’da kurulan merkez yeni Müslümanlarla genişlerken kurumun başkanı Şeyh Yahya Juan Suquillo ülke basınına verdiği röportajda, Peru’da yoksul bir ailede büyüdüğünü, üniversite eğitimi almak için gittiği Michigan’da İslam’la müşerref olduğunu söylüyor.

ekvator7.20100325190222.jpg

(Yahya Juan Suquillo)

Michigan’da Arap öğrencilerle münasebetini geliştiren Yahya Juan Suquillo, Arapça ve İspanyolca kelimeler arasındaki benzerliğin kendisini şaşırttığını ilk önce Arapça’ya sonra Kur’an’a ilgi duyarak  Müslüman olma yolunda kapıyı araladığının altını çiziyor. Daha sonra Cidde Üniversitesi’nde İslami ilimler öğrendiğini ardından Ekvador’a gelerek Ekvator İslam Merkezi’nde imamlık ve yöneticilik yaptığını belirtiyor.

ekvator8.jpg

Ekvador’da Müslümanların sayısı 1000 civarında olup, Müslümanlar ülkenin başkenti Quito ve Guayaquil’de yaşıyor.

http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=109254

 

15 Şubat 2012 Çarşamba

Thierry Henry futbol okulundaki öğrencilerle namaz kılıyor.






Thierry Henry futbol okulundaki öğrencilerle namaz kılıyor.




Thierry Henry İmamlık Yapıyor...

Thierry Daniel Henry (Fransızca telaffuz: [tjɛʁi ɑ̃ˈʁi]; d. 17 Ağustos 1977,Essonne, Fransa), Fransız vatandaşı Antiller kökenli futbolcu. Fransa Millî Futbol Takımı ve Arsenal takımı oyuncusu.



Fransa vatandaşı futbolcu Henry, Fransa'daki bir futbol okulunda eğitim alan çocuklara namaz kıldırıyor.



Dünyaca ünlü müslüman futbolcu Thierry Henry, Fransa'daki bir futbol okulunda eğitim alan çocuklara namaz kıldırırken görüntülendi.
Dünya futbol tarihinin en büyük yıldızlarından ve yeniden 2 aylığına İngiliz devi






Arsenal'e geri dönen Thierry Henry'nin olduğu iddia edilen imamlık yaptığı fotoğrafı, tüm dünyada sosyal paylaşım ve forum sitelerinde izlenme rekoru kırıyor.



Fransız yıldız Henry'nin yoksul ailelere ve çocuklara yardım yaptığı biliniyor.










Thierry Henry:"İnandım.İslamiyet benim için herşeyden önce gelmeye başladı..."

6 Şubat 2012 Pazartesi

Oscarlı oyuncu Liam Neeson Müslüman olmayı düşünüyor.






Oscarlı oyuncu Liam Neeson Müslüman olmayı düşünüyor.




Oscar ödüllü ünlü oyuncu Liam Neeson, ’Taken 2’ filminin çekimleri için bulunduğu İstanbul’da, dinlediği ezandan çok etkilendiğini söyleyerek Müslüman olmayı düşündüğünü açıkladı.





İngiliz The Sun gazetesi, 59 yaşındaki Hollywood yıldızı, Katolik inancını bırakarak Müslüman olabileceğini yazdı. Gazetedeki habere göre, geçtiğimiz aralık ayında 'Taken 2' filminin çekimleri için İstanbul'da bulunan Kuzey İrlandalı oyuncu, ezandan çok etkilendiğini itiraf ederek 'ezan sesi ilk hafta beni deli ediyordu ancak daha sonra kendimi bulmamı sağladı, bu en güzel şey' dedi.





CAMİLER MÜSLÜMAN OLMAYI DÜŞÜNDÜRMÜŞ





İstanbul'daki camilerden çok etkilendiğini söyleyen Neeson, bazılarının muhteşemliği karşısında şaşkına düştüğünü ve camilerin kendini Müslüman olmayı düşündürdüğünü belirtti.

2009 yılındaki kayak sporu kazasında 45 yaşındaki eşi Natasha Richardson'ı kaybeden ünlü oyuncu, katolik olarak yetiştirildiğini ancak biliçsizce insanların her gün 'Bu dünyada ne yapıyoruz? 'Bütün bunlar ne anlama geliyor?'sorunlarını sorduğunu söyledi.

Tanrı ve Tanrı'nın yokluğu hakkında kitaplar okuduğunu da söyleyen Liam Neeson, Taken 2 filminin çekimleri için aralık ayında İstanbul'a gelmişti.

'Schindler'in Listesi'ndeki performansıyla Oscar'a layık görülen ünlü oyuncu Star Wars'ın 'Jedi'si olarak biliniyor





http://www.focushaber.com/oscarli-oyuncu-liam-neeson-musluman-olacak--h-106235.html





Çinli genç kızın hidayet öyküsü






Çinli genç kızın hidayet öyküsü



 



İtalya’da ateist bir anne babanın ateist kızıyken İslam’ı seçerek Müslüman olan Çinli genç kız daha sonra hidayetine vesile olan Türkiyeli gençle evlenerek çifte mutluluk yaşadı. İsmini Emine olarak değiştiren Çinli Müslüman kadın, ‘Allah’ın isminden bile habersizdim’ diyerek geçmişi ve sonrasında gelen hidayet öyküsünü gazetemize anlattı.



Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde İslam’ı kabul ederek Müslüman olanların sayısı her geçen gün artarak devam ediyor. Ahlaksızlığın ve başıboşluğun dizboyu olduğu Avrupa’da, komünizmin baskısı altında köleliğe mahkum edilmiş Çin’de ve daha dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi yönetimi elinde bulunduran zalim, diktatör yönetimler, İslam’dan uzak bir hayat tarzı sunarak insanları uyutma politikası güdüyorlar. Ancak Allah hidayet nasip etti mi de hiçbir güç buna engel olamıyor. Halen milyonlarca insan içinde bulundukları psikolojik durumlardan ve bunalımlardan kurtulabilmek için büyük bir arayış içerisinde.



Ateist bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen ve şu anda İtalya’da yaşayan Çinli bir genç kadın da, geçmişten bugüne İslam’dan, Müslümanlardan, hatta Allah’tan habersiz bir halde yaşarken tanıştığı bir Müslüman’ın kendisine İslam’ı anlatması sonucu Müslüman oldu. Ve hidayetine vesile olan Türkiyeli gençle evlenerek iki mutluluğu bir arada yaşadı. Müslüman olduktan sonra ismini Emine olarak değiştiren Çinli genç kadın, ibret dolu hayat öyküsünü gazetemize anlattı. Gelin, Çinli Müslüman kadının hidayet öyküsünü kendi dilinden dinleyelim;



AİLECE HEPİMİZ ATEİSTTİK



Ben inançsız büyüdüm. Yani annem babam kardeşim ve ben hepimiz ateisttik. Hiç bir şeye inanmazdım. Ben Çin’de doğdum ve büyüdüm. 6 yıl önce ailemle beraber İtalya’ya gelip yerleştik. İtalya, Çin gibi değil tabi ki. Burada Müslümanlar daha fazla. Onları yakından tanıma fırsatınız daha çok oluyor. Çin nüfusu 1 milyarın üzerinde. Orada Müslümanlar parmakla gösterilecek kadar az. Yani tanıma fırsatınız pek olmuyor. Medyada Müslümanlardan pek bahsedilmiyor. Bu nedenlerden dolayı Müslüman toplumların güzelliklerini sınırlı ve yanlış tanıyabiliyorsunuz.



TA Kİ GENÇ BİR MÜSLÜMAN’LA TANIŞINCAYA DEK



İtalya’da ise çok Müslüman erkek ve bayanlar tanıdım. Mesela okula giden genç kızların çoğunluğu başörtülü ve okulda edepli idiler. Erkeklerle yan yana oturmazlardı. Bu durum ilgimi çekiyordu. Ta ki Allah beni de genç bir Müslüman’la tanıştırana kadar. Tanıdığım bu genç Müslüman Türkiyeli doğulu biriydi. Çalıştığı işyeri evimizin yakınlarındaydı. İş yerine gidip bazen alışveriş yapıyordum. Takdir-i ilahi buna derler. Aslında Takdir-i İlahi diyorum da garip gelmesin Müslüman olduktan sonra Kadere inandım. Ve yaşadığım bu durumu kadere bağladım.



BELKİ İNANMAZSINIZ AMA ALLAH İSMİNİ YENİ DUYMUŞTUM



Bu iş yeri sahibi bir gün bana ‘Sen Çinlisin Allah’a inanıyor musun dedi.’ Belki inanmazsınız Allah ismini yeni duymuştum. “Hayır, ben Allah’ı bilmiyorum” dedim ve inançsız olduğumu söyledim. Ona Allah’tan neyi kastettiğini sordum. Bana dönerek bizleri yaratan Allah olduğunu, Cennet ve Cehennemden kısaca bahsetti. Anlattığında ruhum yeni bir şey görmüş gibi dehşete kapıldım. Genç Müslüman, Cennetin nasıl bir yer olduğunu ve Cehenneme kimlerin gittiğini, Allah’ın var olduğunu bizim bu dünyada yaşadığımız hayatın geçici olduğunu anlattı. Ve en sonunda bana dönerek dedi ki ‘hepimiz öleceğiz.’



Bu konuşmalarımız başlangıçta bir iki hafta kadar sürdü diyebilirim. O bana çok şey anlattı.



Ben de bu konular hakkında hiç bir şey bilmediğim için devamlı dinliyordum.



SONUNDA İNANCIMI SORGULAMAYA BAŞLADIM



Allah ile tanışmanız ve İslam’ı seçmeniz böyle mi başladı?



Evet, böyle başladı. Hidayetin kime, nerede ve ne şekilde nasip olacağı Allah’ın dileğiyledir. 6 yıldır İtalya’dayım ve İslam’dan haberim yoktu. İşte bu genç vesilesiyle İslam’la tanıştım. Ailem koyu inançsız insanlardır. İnançları hiç yok. Ama ben yeni şeyler öğrenmiştim. Artık ruhum rahat değil hep daralıyordu. Korkuyordum. Cennet ve Cehennemin nasıl bir yer olduğunu hayal ediyordum. En sonunda inancımı sorgulamaya başladım. Ve bir soru… derken sorular... Bu da kafamı karıştırıyordu.



HEMEN GİDİP BAŞÖRTÜSÜ ALDIM



Peki, daha sonra?



Geceleri korkuyordum. Aslında bu korku beni İslam’a götüren bir pencereydi. Ruhumda depremlerin koptuğunu hissetmeye başladım. Yani anlatması biraz zor. Sonra İslam’ı nasıl yaşayacağımı ve Allah’ı nasıl tanıyacağımı bilemiyordum. Nihayet Çin’ce Kuran-ı Kerim buldum. Hayret!... Okuduğumda hiç bir soru kafamı karıştırmamaya başladı. Olacak şey değil… Bazı ayetler de tesettürle ilgiliydi. Hemen gidip başörtüsü aldım. Eve geldim. Odama kapandım. Aynanın karşısına geçip başörtümü taktım. Kendimi başka biri gibi gördüm. Ne bileyim böyle işte...



HİDAYETİME VESİLE OLDUKTAN SONRA EVLENDİK



Müslüman olduktan sonra size İslam’ı anlatan genç ile evlendiniz? Nasıl oldu, bu ilginç durumu bizimle de paylaşır mısınız?



Evet, çok ilginç… Eşim hidayetime vesile oldu. Ben Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldum. İlk işim ismimi değiştirmek oldu. Emine olarak değiştirdim ismimi. Evlilik kararı aldık. Eşim Türkiye’nin doğu tarafındandır. Bana imam nikahı kıyacağımızı söyledi. Ben imam nikâhının ne demek olduğunu hiç bilmiyordum. Merak ediyordum. Nasıl olacak bu imam nikahı. Sonra Milano kentinde bir eve gittik. Evde kimse yoktu. Sonra iki kişi geldi. Hepsi namazlı insanlardı. Ben eşimle odaya geçtik. Yaklaşık bir saat sonra 35 yaşlarında genç biri elinde kalem ve boş bir sayfayla odaya girdi. Yanında da iki şahit vardı. Hiç yüzüme bile bakmadan çok güler yüzle Selamün Aleyküm diyerek içeri girdiler. Sanki Müslüman olmam en çok onları sevindirmişti. Yüz hatlarından belliydi.



AİLEM DE ÇOK SEVİNDİ



Eşim ayağı kalktı. Onlara karşı çok saygılı davranıyordu. Birbirlerini sordular. Sonra bana dönerek İtalyanca İslam’dan kısaca bahsettiler. İslam’ı kendi isteğimle mi kabul ettiğimi sordular. Ben de evet kendi isteğimle diye cevapladım. Ve Kelime-i Şehadeti tekrar etmemi istediler. Sonra sordular eşliğe ‘kabul ediyor musun’ ben de evet dedim. Daha sonra nikâhımız için mehir talep etmemi dilediler. Ben de malumunuz bir iki şey istedim. Ve nikâhımız kıyıldı. Ailem, Müslüman olmama ve evlenmeme de çok sevindi. Allah’a şükür her iki taraf da tepki göstermedi. Elhamdülillah. 



 

Alman Madlen Wagner Müslüman oldu












Alman Madlen Wagner Müslüman Oldu



 



Alman uyruklu Madlen Wagner isimli genç bayan, yeni evlendiği eşiyle beraber Kırıkkale İl Müftülüğü'ne gelerek Müslüman oldu.



Alman uyruklu Madlen Wagner isimli genç bayan, yeni evlendiği eşiyle beraber Kırıkkale İl Müftülüğü'ne gelerek Müslüman oldu. İhtida merasimi, okunan Kur'an-ı Kerim'den sonra İl Müftüsü Bekir Gerek'in yaptığı dua ile sona erdi. İl Müftüsü Bekir Gerek, Wagner'a bir ihtida belgesi ile bir Kur'an-ı Kerim hediye etti.



Madlen Wagner isimli genç bayan, Kırıkkale'de misafir olarak bulunduklarını, hiçbir baskı ve zorlama olmadan kendi özgür iradesiyle İslam dinine girmek istediğini beyan etti. Meryem ismini alan Madlen Wagner, Kırıkkale İl Müftülüğü'nde yapılan merasimde şahitler huzurunda kelime-i şahadet getirerek İslam'ı seçti.



İl Müftüsü Bekir Gerek, İslam'ı seçen Meryem'e, İslam dini hakkında özet bilgiler verdi. Gerek; İslam'ın, kelime olarak barış ve esenlik anlamına geldiğini vurgulayarak, İslam dininin bir barış, kardeşlik ve yardımlaşma dini olduğunu ifade etti. Gerek, "İslam dini, Cenabı Allah'ın, Hz Muhammed (sas) vasıtası ile kıyamete kadar insanlık için gönderdiği dinin adı. İslam inancına göre bütün peygamberlere, kitaplara inanılması gerekir. Son peygamber Hz. Muhammed (sas) ve son kitabın Kur'an-ı Kerim olduğuna inanılması gerekir." diye ifade etti.



Meryem ise İslam dinini seçmekle çok mutlu olduğunu ve huzur bulduğunu ifade ederek, "Sizlere çok teşekkür ediyorum. Sizin anlattıklarınız beni çok etkiledi. İslam hakkındaki bilgiler batıda tam tersine anlatılmaktadır. Bir hoca olarak sizlerden İslam hakkında aldığım bu doğru bilgiler, benim için çok önemlidir." dedi.



http://www.sondakika.com/haber-alman-madlen-wagner-musluman-oldu-3230492/



 

Yahudi Haham İslam Çıkışıyla Dünyayı Şok etti !




 



Siyonizm Karşıtı Yahudiler Hareketinden Hahamlar, İsrail’in Filistin’de işlediği Katliamların Hesabının sorulmasını istedi. Siyonizm Karşıtı Yahudiler” hareketinden hahamlar, Katar'ın başkenti Doha’da İslam dünyasının tanınmış düşünürlerinden Yusuf el-Karadavi ile biraraya geldi. İsrail’in yok olması gerektiğini söyleyen Yahudi hahamlar, İsrail’in Filistin’de işlediği katliamların hesabının sorulmasını istedi.Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Dr. Yusuf el-Karadavi, semavi din mensupları olarak Müslümanlarla Yahudiler arasında hiçbir problemin olmadığını Müslümanların düşmanlığının Yahudi milletine değil emperyalist mütecaviz Siyonist harekete yönelik olduğunu vurguladı. “İsrail dünyanın başına bela, yıkılmaya mahkûmdur” diyen Yahudi Hahamlar bile İsrail’in Filistin’deki katliamlarını sert bir dille kınadı. Hahamlar, “Biz Siyonist değiliz” dedi. “Siyonizm Karşıtı Yahudiler” hareketinden hahamlar, Katar’ın başkenti Doha’da İslam dünyasının tanınmış düşünürlerinden Yusuf el-Karadavi ile biraraya geldi. İsrail’in yok olması gerektiğini söyleyen Yahudi hahamlar, İsrail’in Filistin’de işlediği katliamları sert bir dille kınadı. Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Dr. Yusuf el-Karadavi, semavi din mensupları olarak Müslümanlarla Yahudiler arasında hiçbir problemin olmadığını Müslümanların düşmanlığının Yahudi milletine değil emperyalist mütecaviz Siyonist harekete yönelik olduğunu vurguladı



http://video.antalyatv.com/genel/hayatin-sifreleri-yahudi-haham-islam-cikisiyla-dunyayi-sok-etti/ 



 



 

Umre, jimnastik hocasının hayatını değiştirdi






 Umre, jimnastik hocasının hayatını değiştirdi



Jimnastik ve halk oyunları mezunu başarılı bir antrenördü Betül Paköz. Şimdiyse Denizli'de bir butik işletiyor. Mesleğini bırakmasının sebebiyse ne bir hastalık ne de başka bir problem. Yalnızca umre dönüşü verdiği bir karar...



Üniversiteye başlayan her öğrencinin isteğidir, üniversiteli işsizler kervanına katılmadan kendi ayakları üzerinde durabilmek. Hele ki okuduğu bölüm, onu hayalindeki mesleğe götürecekse... Hepimiz sınavlara bu hayallerle gireriz. Kimimiz hedefine ulaşır, kimimiz çeşitli sebeplerle düşlerimize veda ederiz. Betül Paköz, hayallerini harfi harfine yaşayanlardan.



1998 yılında çok istediği Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'na girmiş ve mezun olur olmaz, mesleğine adımını atmış. Branşı artistik jimnastik ve halk oyunları. Başarılı bir antrenör aynı zamanda. Gerçi antrenördü desek daha doğru olacak. Çünkü 3 yıl önce tutkuyla bağlı olduğu mesleğinden istifa etti. Sebebi, ne bir hastalık ne de başka bir problem, annesine refakat etmek için gittiği umre yolculuğu sonrası verdiği bir karar. Şimdi alışık olduğu hayatın çok uzağında Paköz. Denizli'de muhafazakâr kadınlara hitap eden bir butik işletiyor. Zinet adını verdiği bu butiği ziyaret sırasında dinledik hikâyesini...



Bir ayda 13 kilo vermiş



Paköz, mezun olduktan sonra uzun bir süre mesleğiyle ilgili özel sektörde çalışmış. Daha sonra girmiş KPSS'ye. Birçok kişinin yıllarca uğraşıp yapamadığını ilk sınavda yapmış ve jimnastik antrenörü olarak atanmış. Mesleğine âşık diyebiliriz onun için. Antrenörlük yaptığı yılları anlatırken hâlâ gözleri parlıyor, o günleri yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Bir yandan da 'Bu kadar çok sevdiği mesleği bırakmasına ne sebep olabilir ki?' diye düşünüyorsunuz.



Biz sormadan o söylüyor: "Bir umreyle değişti hayatım." Aslında umreye gitme hayali olmamış hiç. "Hiçbir zaman dinden uzak değildim ama Kur'an okumayı bile bilmiyordum. Oraya gitmeyi hayal bile etmemiştim." diyor. Ama Kâbe'yi gördüğünde çok etkilenmiş. Kendi deyişiyle vurgun yemiş adeta. Öyle ki orada kaldığı bir ay boyunca tam 13 kilo vermiş. Tüm bunların nedeni ise ölüm düşüncesi: "Tam akşam saatlerinde vardık Mekke'ye. İlk Kâbe'ye gittik. Ama hiç hazırlıklı değildim. Kâbe'ye girer girmez, tasvir bile edemeyeceğim bir manzarayla karşılaştım. Herkes ağlaya ağlaya, bağıra bağıra dua ediyordu, yalvarıyordu Allah'a. O anda öldüm zannettim. Mahşer meydanında gibiydim. Ama Allah adına yapmam gereken hiçbir şeyi yapmamıştım daha. Bu yüzden bir korku sardı beni o anda ve bir daha hiç gitmedi..."



Asaletini bile istemedi



Bu duygularla döndü ülkesine Paköz. Artık başörtülüydü. Mübarek topraklarda bir söz vermişti Allahu Teâlâ'ya. Artık olması gerektiği gibi biri olacaktı. Fakat mesleğine devam etmesi için başını açmalıydı. Sözünü tutmayı tercih etti o ve hiç düşünmeden istifasını verdi. Üstelik asaletini almasına yalnızca 1 hafta vardı. "Eğer asaletimi aldıktan sonra istifa etseydim dara düştüğümde, 'Nasılsa öğretmenim, bugün mesleğe dönsem en az 2 bin TL kazanırım.' düşüncesiyle başımı açabilirdim. Bu riske girmek istemedim ve dilekçemi onaylattım. Hiç pişman değilim." diyor şimdi.



Ailesi de dâhil birçok kişi, onun bu ani dönüşünün geçici olacağını düşünmüş. Ama öyle olmamış. 2 yıl kadar başörtüye alışmaya çalışmış Paköz. Bu sırada çeşitli dernek faaliyetlerine katılmış. Umre öncesi hayatında genellikle eşofman ve spor ayakkabı giydiği için tesettürlü olmaya uzun süre adapte olamamış. Rahat kıyafetler aramış hep. Fakat Denizli'de bulamayınca, kendisi bu işi yapmaya karar vermiş.



5 ay olmuş butiği açalı ama şimdi de butikten çok dernekte haşır neşir. İş kadınlarına toplantılar planlıyor, paneller düzenliyor, etkinliklerden elde edilen geliri de kimsesiz çocuklara harcıyorlar. "Artık herhangi bir iş benim için çok önemli değil. Küçük bir midemiz var. Onu doldurabilecek kadar rızkımız olsa yeterli. Maddi tasam yok. Allah'ın herkesin rızkını bir şekilde vereceğine inanıyorum. Bu yüzden neye ihtiyaç varsa onu yaparım. Afrika'ya bile gidebilirim." diyor.



Zinet'teki tüm kıyafetleri kendi seçiyor



Zinet'in açılma süreci 2 ay sürmüş. NCL'den Mascara'ya, Ayşegül Dursunoğlu'ndan Aker'e, Setrems'den İpek Evi'ne pek çok marka var. Hepsi de Paköz'ün göz zevkinden bizzat süzülmüş zarif giysiler. Davetlik takımlardan feracelere geniş bir ürün yelpazesi göze çarpıyor butikte. Alt katta daha çok klasik kıyafetler ve triko grupları varken üst katta tasarım ürünler yer alıyor. Tesettüre aykırı şeyleri satmamaya gayret ediyor. Dar ve bedene yapışacağını düşündüğü ya da kolları kısa tunikleri, ceketleri getirmiyor Zinet'e. Midi boy etekler ya da pantolonlar da yok burada. Kısacası tesettüre uygun sade, şık ve zarif giysilerin adresi diyebiliriz Zinet için.



http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1198591&title=umre-jimnastik-hocasinin-hayatini-degistirdi



 

Magic Necmi'nin hayatı nasıl değişti?..








Magic Necmi'nin hayatı nasıl değişti?..




TNT ekranında yayınlanan 'Arım Balım Peteğim' programına konuk olan ünlü illüzyonist Magic Necmi, İsmailağa Cemaati'ne katıldığını açıkladı.




Cemaate katıldıktan sonra hayatında köklü değişiklikler olduğunu belirten Magic Necmi, çarşaflı bir kadınla görücü usulü evlendiğini açıkladı.




Evinde Tv olmadığını da ifade eden ünlü illüzyonist, bu konuyla ilgili olarak şu ifadelere yer verdi: "Evde televizyon olmadığından dolayı eşimle doya doya sohbet ediyoruz""




CÜBBELİ İLLÜZYONİST OLDUĞUMU BİLİYOR"




Giydiği kıyafet ve sakalı ile cemaat yaşantısını ekrana yansıtan Magic Necmi, mesleğinin cemaat içinde nasıl karşılandığı ile ilgili olarak; "Cübbeli Ahmet Hoca da ilüzyonist olduğumu biliyor. Ben büyü yapmıyorum onun için bunda bir sorun yok, onun önünde de bir gösteri yaptım" dedi.




http://www.itibarhaber.com/dier/21135-magic-necmi-de-ismailaga-cemaatine-katildi






Magic Necmi'nin videosu




http://www.sacitaslan.com/video/magic-necminin-hayati-nasil-degisti_1_10348.html










Şehidin kabri başında Müslüman oldu









Şehidin kabri başında Müslüman oldu


Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin silâhlı saldırısında Furkan Doğan'ın şehid olmasından etkilenen İrlandalı 31 yaşındaki Cueeva Butterly, Kayseri'de Müslüman oldu.



Daha önce Filistin'de kaldığını ve yardım gönüllüleri ile birlikte çalıştığını söyleyen Butterly, Furkan ile birlikte şehit olan Ali Haydar ve Cevdet'in şahadetlerinin de kendisini etkilediğini belirterek, "Filistin ve Arap dünyasında birçok şehit verildi. Bu şehit olan insanlar en az Furkan kadar beni çok etkiledi. Furkan'ın bir amacı vardı ve onun uğruna şehit oldu. Filistin'de daha çok küçük olan çocuklar şehit ediliyor. Furkan'ın yerinde olmak isterdim" diye konuştu.



Butterly, Müslüman olduktan sonra Ayşe ismini aldığını belirterek, Müslüman olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.


Yeni Şafak / Türkiye / 30.07.2010


Müslüman olan Rus asıllı Alman vatandaşı Abdülkerim Boris Scherling bir video izledi İslamiyet'i seçti




Müslüman olan Rus asıllı Alman vatandaşı Abdülkerim Boris Scherling bir video izledi İslamiyet'i seçti


Rus asıllı Alman vatandaşı Abdülkerim Boris Scherling; “Hıristiyan bir ailede büyüdüm, İslâm’ı hiç tanımıyordum. Bir paylaşım sitesinde Allah’ın varlığını ispat eden bir video izledim. O, beni Müslüman olmaya kadar götürdü. O videodaki kişi ile tanıştım ve onun önünde şehadet getirip Müslüman oldum. Müslüman olmadan önce ölümden çok korkuyordum, şimdi artık ölüm korkulacak bir şey değil” diye konuştu.



Abdülkerim Boris Scherling “Kur’an okuyorum, etrafımdaki insanlara iyi örnek olmaya, İslâm’ı iyi temsil etmeye çalışıyorum. Ve şimdi ölüm benim için bir korku vesilesi olmaktan çıktı artık. Çünkü daha sonrası hakkında bilgi sahibiyim ve kendimi buna göre hazırlıyorum” dedi.



Abdülkerim Müslüman kardeşlerine “İslâm’ı anlatan, Allah’ın varlığını ve birliğini ispatlayan videolar, belgeseller
 yapılmalı. Zira ben ilk defa bu şekilde tanımıştım İslâmiyet’i. İnanmayan insanlar ise Allah’ın varlığına dair delilleri araştırsınlar. Hiçbir şüpheleri kalmayacağından eminim.” tavsiyesinde bulundu.


Vakit / 02.08.2010

Müslüman Olan Emmanuel: Annemin de gerçek dine inanması için dua ediyorum





Müslüman Olan Emmanuel: Annemin de gerçek dine inanması için dua ediyorum


Babası Rum, annesi Polonyalı 23 yaşındaki Kanadalı Emmanuel Rovithis geçtiğimiz yıl Müslüman oldu. Katolik bir ailede yetişen ve 5 yaşından beri kiliseye giden 23 yaşındaki Emmanuel’in annesi Polonyalı, babası ise Yunanlı Katolik olarak büyümüş olan Emmanuel İslam'a girmeden önce de dindar bir yaşamı olduğunu, ancak Hıristiyanlıktaki teslis inancını bir türlü kabullenemediğini şu sözlerle açıklıyor: “Beş yaşımdan beri Allah'ın olduğunu ve tek olduğunu biliyordum. Her hafta pazar günleri kiliseye gitmeme rağmen, kilisenin gençlik gruplarında bir yıl kalmama ve bir yıl boyunca İncil okumama rağmen hep Allah'ın tek olduğuna inanıyordum. Hazreti Musa, Hazreti İsa ve Hazreti Muhammed (s.a.v) dahil tüm peygamberler insanlara Allah'ın tek olduğu mesajını vermişler ve kendi dillerinde “La ilaha illa Allah” demişlerdir. Burada bir çelişki yok. Alimler ya da sıradan Müslümanlar bile İncil'i, bilimi ve Kur'an'ı örnek göstererek bunu kanıtlayabilirler.” Emmanuel İslam'ı diğer dinlerden şu şekilde ayırıyor: “Tüm dinler kurtuluşun inançtan geçtiğini öğretiyor. İslam ise inancı delilleriyle ortaya koyuyor. Kur'an'da kurtuluşa gerçek inananların, sadece 'ben inandım' demeyenlerin erdiği yazılı. Bu, insan yapımı bir dinin ortaya koyamayacağı birşey.”


Vakit / 18.08.2010


Müslüman olduktan sonra kurduğu radyo ile hayatını İslam'a adayan Liana Amira: Saadeti İslam'da buldum








Müslüman olduktan sonra kurduğu radyo ile hayatını İslam'a adayan Liana Amira: Saadeti İslam'da buldum


Liana Amira Stanescu 30 yaşında İslam’la şereflenerek hayatını İslam’a hizmete adayan genç bir hanım. İngilizce, Fransızca ve Romence bilen Liana Amira İslam’ı tanıdıktan sonra ibretlerle dolu bir hayat yaşamaya başladı. Aldığı yüksek eğitimden sonra 7 yıl boyunca Romanya’da televizyon spikerliği ve radyo programcılığı yapan ve aradığı mutluluğu bir türlü bulamayan Liana Amira ailesinin ve çevresinin bütün baskılarına rağmen İslamiyeti araştırarak Müslüman oldu. İslam’ı araştırarak Müslüman olduktan sonra Romanya’da radyo kuran Liana Amira “Bundan sonra tek işim tebliğ” diyor. “İslam insana ve kadına çok büyük değer veriyor. İslam her şeye değer veriyor. Hayvana bitkiye canlıya ve cansıza her şeye değer veriyor ve saygıyı, hürmeti, kıymet bilmeyi emrediyor.”


Vakit / 21.08.2010

Müslüman oluşu Almanya'yı sarsan MTV müzik kanalının sunucusu



Müslüman oluşu Almanya'yı sarsan MTV müzik kanalının sunucusu 

Müslüman oluşu Almanya'yı sarsan MTV müzik kanalının sunucusu Kristiane Backer, El Cezire televizyonuna konuştu

El-Cezire televizyonunda yayımlanan “Sınır Yok” adlı programın yaptığı ropörtajda 1995 yılında Müslüman olan Kristiane Backer, “Müslümanlığı seçtikten sonra MTV müzik kanalındaki programımın bitirilmesine, daha sonra kanaldan kovulmama ve Alman medyasında karşılaştığım saldırılara rağmen asla pişmanlık duymadım. İmanım o zor vakitleri atlatmama yardımcı oldu, para ve şöhret kaybı hiç önemli değil” dedi.



MTV’teki deneyiminin manevi eksikliğini doldurmadığını, İslam’ı tanıdıktan sonra hayatında yeni bir dönem başladığını şu sözleriyle anlattı: “Aşkı aramaya başladım, İslam’ı tanıdıktan sonra bende eksik olanın Allah sevgisi olduğunu fark ettim. Aradığımı bulunca da dini vecibelerini yerine getiren Avrupalı bir müslüman oldum.”



Kristiane Backer Batı’da görülen İslam karşıtı söylemlere, İslam’ın esaslarına daha sıkı sarılmak, hakiki Müslümanlığı tanıtmak ve Batı’nın İslam hakkındaki cehaletini gidermek suretiyle karşı konulabileceğini söyledi.


Timetürk / 01.09.2010


Amerika'nın ilk İslami koleji açıldı




Amerika'nın ilk İslami koleji açıldı


Amerika’daki ilk İslami kolej bu hafta kapılarını resmi olarak açtı. Kolejin en büyük hedefi Amerikalı Müslümanları yönlendirecek, İslam’ı doğru bir şekilde yaşayacak ve öğretecek yerli âlimler yetiştirmek…



Amerikan Los Angeles gazetesine bir demeç veren “Zeytune Koleji’nin” kurucularından Araştırmacı İmam Zaid Shakir, ABD’de İslam’ı doğru şekliyle sunacak Müslümanlara ihtiyacı olduğu üzerinde durarak üniversitenin ana hedefinin kültürlü ve etkileyici Müslüman şahsiyetler yetiştirmek olduğunu söyledi.



Shakir, üniversitede İslami ilimlerin yanı sıra, tıp, hukuk, felsefe, sosyoloji, psikoloji ve iş alanlarında eğitimin başlangıç noktası olması için akla hitap eden dersler de verileceğini ve böylelikle günümüzde tartışılmakta olan İslami konuları her yönden ele alabilecek bir kitle yetiştirilmesi planlandığını anlattı.



Timeturk / 03.09.2010

İslam'ı Belçika'da araştırdı, Türkiye'de Müslüman oldu






İslam'ı Belçika'da araştırdı, Türkiye'de Müslüman oldu



Belçika'da İslam dini üzerine bir araştırma yapan Van De Putte Raymond, araştırmaları ışığında tatilini de Türkiye'de yapma kararı aldı. 15 gün önce Fethiye'ye tatile gelen Belçika vatandaşı Raymond, araştırmalarını burada da sürdürdü. Müslümanlarla yakın temasa geçen Raymond, aldığı olumlu izlenimler sonrasında Müslüman olmaya karar verdi. İslamiyet hakkında çok şey duyduğunu Müslüman bir ülkede tatil yaparak bunu en iyi şekilde yaşadığını belirten Van De Putte Raymond, İslam dinine geçtiği için çok mutlu olduğunu belirtti. Müslümanların yaşantısının kendisini çok etkilediğini kaydeden Raymon, şehadet getirdikten sonra Mustafa ismini aldı. İhtida töreninin ardından Fethiye Müftüsü Ömer Faruk Bilgili, Mustafa'ya ihtida belgesi, Kur'an-ı Kerim Meali ve çeşitli kitaplar hediye etti.



Vakit / 05.10.2010







KANADA'DA MÜSLÜMAN BELEDİYE BAŞKANI SEÇİMLERİ KAZANDI













Kanada'da Müslüman Belediye Başkanı seçimleri kazandı



Kanada'nın Calgary kentinde yapılan yerel seçimlerde aday olan Naheed Nenshi, oyların yüzde 40'ını alarak Calgary Belediye Başkanı oldu. Kanada'nın önemli şehirlerinden Calgary'nin Mount Royal Üniversitesinde İşletme Profesörü olan 38 yaşındaki yeni Belediye Başkanı, Calgary Üniversitesinden mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesinde kamu yönetimi masteri yaptı.



Naheed Nenshi'nin Belediye Başkanı seçilmesiyle ilgili bir açıklama yapan Kanada İslam Kongresi Başkanı Dr. Ziyad Deliç, şunları söyledi: 
”Biz Müslümanlar olarak bu ülkede genç bir toplumuz. Müslüman toplumun farklı ülkelerden gelen üyeleri, çok zor şartları geride bırakarak bu ülkeye gelebildi. Şimdi, bir parçası olduğumuz Kanada toplumuna, değerlerimizi göstermenin zamanı."



Yeni Asya / Akşam / 21.10.2010

Ünlü İngiliz kadınlar İslam'ı seçiyor













Ünlü İngiliz kadınlar İslam'ı seçiyor


İngiltere eski Başbakanlarından Tony Blair’in baldızı Lauren Booth’un Müslüman olmasından sonra Batı medyası İslamiyeti seçen ünlü kadınları haber konusu yaptı. İngiliz Daily Telegraph ve Daily Mail gazetelerinde, “Neden birçok modern, kariyer sahibi kadın İslam’a dönüyor” başlığıyla yayınlanan haberde, farklı nedenlerle Müslüman olan kadınların açıklamalarına yer verildi.

Haberde, şimdi 43 yaşında olan dünyaca tanınmış müzik kanalı MTV’nin Müslüman olan ünlü spikeri Kristiane Backer’in açıklamalarına yer verildi. Backer “İslam’ın değer sistemleri Batı ülkelerinden çok farklıydı. Stresten uzak her şeyi Allah için yapmak gerektiği benim için çok önemliydi” diye konuştu. Müslümanlığı kabul eden kadınlardan birisi de 32 yaşındaki gazeteci Camilla Leyland. Camilla Leyland, İslamiyetle çok farklı manevi duygular yaşadığını söyledi.

Müslüman olan ünlü kadınlar arasında yer alan eski DJ Lynne Ali 5 vakit namaz kıldığını, aydınlanmayı İslamiyette bulduğunu belirtti.



Türkiye / Star / 28.10.2010

NBA yıldızı Shaquille O'Neal bu yıl Hacca gidiyor






NBA yıldızı Shaquille O'Neal bu yıl Hacca gidiyor



Takım arkadaşı Semih Erden’le birlikte yakında Türkiye’yi ziyaret edeceğini ve oradan da inşaAllah Hacca gideceğini açıklayan Shaquille O’Neal dünyanın en ünlü basketbolcularından biri.



haber7com / 28.10.2010







Koreli Miyun, İslam'ın kadınlara verdigi değeri öğrenip Müslüman oldu




Koreli Miyun, İslam'ın kadınlara verdigi değeri öğrenip Müslüman oldu


Koreli Miyun Jang, İslamiyet'in hanımlara verdiği değeri öğrendikçe bakış açısının tamamen değiştiğini söylüyor. İslamiyet'i öğrendikçe inancının daha fazla arttığını belirten Miyun, tesettürün de kadını korumak için emredildiğini anladığını şöyle ifade ediyor:



"Müslüman olmadan önce kadınlara  bakınca mecburiyetten örtündüğünü düşünürdük. Tamamen kadını korumak için örtündüklerini ve kadını yücelten bir din olduğunu öğrendim. Bundan çok etkilendim."


Zaman / 09.04.2011


Kuzey Kutbunun ilk camisi açıldı










Kuzey Kutbunun ilk camisi açıldı


Kanada'nın en kuzeyinde ve Kuzey Kutup dairesi içindeki ilk cami, Inuvik kasabasında kalabalık bir davetli topluluğunun katılımıyla resmen kapılarını cemaate açtı. Üç bin 500 nüfuslu kasabada yaşayan 80 kadar Müslümanın ibadeti için, 4 bin km ötedeki Manitoba'da inşa edilen prefabrike cami, Inuvik'e dev bir TIR ve bir tekneyle taşındı. İçine körfez Arap ülkelerinden bir Müslümanın bağışladığı kırmızı halıların serildiği seyyar caminin kadınlara mahsus bir bölümünün yanısıra, bir mutfak ile bir de kütüphanesi bulunuyor.



Kasabadaki Müslümanlar, daha önce ibadet için eski bir karavanı kullanıyordu.


Yeni Akit / Turkiye / Yeni Asya / 12.11.2010

Katolikti, dünyanın en etkili 500 Müslümanından biri oldu








Katolikti, dünyanın en etkili 500 Müslümanından biri oldu


Otuz dokuz yaşındaki Sarah Joseph İngiltere'de muhasebeci bir baba ve modellik ajansı olan bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Katolik Hristiyan bir ailede büyüdü. Joseph, Londra'da King's College'in Teoloji ve Dini Çalışmalar bölümünde okudu ve 16 yaşında Müslüman oldu. Kendisi İslam’la nasıl şereflendiğini şöyle anlatıyor:



Ailem çeşitli Hristiyan geleneklerinden geliyor ama ben inançlı bir Katoliktim. Her zaman Allah'a inandım ve Hristiyanlık, inancımı ifade etmemin bildiğim tek yoluydu. İbadetlerini yerine getiren bir Hristiyan olarak dinim benim için çok önemliydi, hatta Mother Theresa of Calcutta'dan etkilenerek kiliseye rahibe olarak girmeyi bile düşündüm. İslam'ı araştırmaya başladım ve İslam'da sadece Allah'a ibadet edildiğini öğrendim. İslam'ın bütün peygamberleri tanıyıp onlara saygı duyduğunu gördüm. Hz. İsa'nın, Hz. Meryem tarafından dünyaya getirildiğini ve Allah'ın bir peygamberi olduğuna bütün Müslümanlar iman ediyordu. Etkilenmiştim ama Müslüman olmak istemiyordum. Hıristiyandım ancak dinime inancımı kaybetmiştim. Başka bir dine geçmek istemiyordum. Ama Allah'a olan inancımı hiç kaybetmedim. Dua etmeye devam ettim. Yavaş yavaş gördüm ki İslam kelimesi kendini Allah'a teslim etmek anlamına geliyormuş. Bu tam olarak benim istediğim şeydi. "İslam'da kadın" gibi çok kişinin ilgisini çeken sorularla ilgilenmiyordum. Daha çok İslam'ın Hz. Adem ve Hz. Havva'yla ilgili söyledikleri, kurtuluşun nasıl olabileceğini, Hz. İsa İslam'a göre kimdi ve eğer o Tanrı'nın oğlu değilse onunla İslam'a göre ilişkimizin ne olduğunu merak ediyordum. Hıristiyanlıkla çokça benzeşiyordu İslam ama farklılıklar dine olan ilgimi artırdı.



Ailemin kararımı kabul etmesi çok zordu. O zaman sadece 16 yaşındaydım. Sonunda anneme, "Eğer sen ve Allah arasında bir seçim yapmam gerekiyorsa Allah'ı seçerdim." dedim. En sonunda dinim için onlar da onay verdiler.



İslam gün be gün varlığımızın bütün kademelerine etki eder ve sonunda bir medeniyet ortaya çıkarır. Biz bu düşünceyi Emel dergisiyle ifade ettik. Her zaman kadınların başarılarına dergimizde yer veriyoruz. İslam'ın kadınlara verdiği hakları konuşmak yetmez, bu hakları yaşamalı ve toplumda payımıza düşen katkıyı sağlamalıyız. Eğer bir kadın başbakan veya BM genel sekreteri olmak istiyorsa bunun için çalışmalı. Müslüman erkekler, Hazreti Muhammed (sav) örneğini takip etmeli. Peygamberimiz (sav) kadınlara özgürlükler verip onlara karşı her zaman kibar ve sevecen olmuş.


 Zaman Pazar / 05.12.2010

Ukraynalı judocu Müslüman oldu





Ukraynalı judocu Müslüman oldu 


Gebze Gençlik ve Spor Müdürlüğü Judo takımı sporcularından Ukraynalı Viladis Porrtov Müslüman oldu.



Yeni Akit / 25.01.2011


Ateist Richard Morgan Allah'a iman etti ve 'Richard Dawkins'in forumunda dine döndüğünü açıkladı







Ateist Richard Morgan Allah'a iman etti ve 'Richard Dawkins'in forumunda dine döndüğünü açıkladı


 Richard Morgan: “Allah’ın varlığından emindim ve Allah'ın, benim Kendisini sevmemi beklemeden beni sevdiğinden - hem de koşulsuz olarak bunu hak edecek biri olmamı beklemeden – sevdiğinden emindim.



Morgan, “Bilim ve felsefe insan beyninin muazzam kapasitesinin harika bir dışavurumudur fakat Allah’ın Kelimesi haktır ve işte beni özgürleştiren de hak olandır.” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bizi anlamlı ve metafizik gerçeğe ancak Allah’la yakın bağlantı yönlendirir.”



Morgan, Dawkins’in sitesinden Allah’a olan inancıyla ilgili yazısını yayınladığında kendisine hakaretamiz yorumlarla karşılık verildi ve insanlar onun geçici bir beyin bozukluğu geçirdiğini ifade ederek tedavi olmasını tavsiye edecek kadar ileri gittiler.



Şimdi ise aradan üç yıl geçtikten sonra Morgan hala Allah’ı aşkla seviyor ve her geçen gün bu duyguyu daha fazla hissediyor.



Morgan düşüncelerini şöyle anlatıyor;



“Bildiğim her şeyi, evrim teorisi de dahil unutmuş değilim. Ancak aniden ilgimi kaybettim ve bu teorinin ne kadar sınırlı olduğunu ve insanların ihtiyaçlarına cevap veremediğinin farkına vardım. Ünlü bir Fransız atasözü “herkesin kalbinde Allah’ın biçimlendirdiği bir yer vardır”, der. Ben Allah tarafından biçimlendirilen bu yerin farkındayım ve burayı ancak Allah sevgisi doldurabilir.”


www.pravoslavie.ru / 24.03.2011


Rol modelim Hz. Muhammed (SAV)dır




Rol modelim Hz. Muhammed (SAV)'dır 


Tiyatro Sanatçisi Kenan Işık, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kutlu Doğum Haftası nedeniyle ünlülerle yaptığı merhamet temalı soruları cevapladı.



Sizin dünyanızda merhamet nerelerden bugüne uzanıyor?



Bu benim çocukluğuma giden bir duygu, annemin iyi bir Müslüman olması, bize de o minval üzerinde bir terbiye vermesini sağladı. Tabi biz pratik hayatın içinde yaşadık bunu. Sıkıntıda olanlara karşı onlara yardım etmek, onlarla empati kurmak. Örneğin çocukluğumun önemli bir karakteri Saime Abla vardı. Kocası ölmüştü ben her gün ona giderdim, yemek götürürdüm. Biz yardımı hayatın bir parçası olarak gördük. Hayvanlara karşı da aynı şekilde merhametli olmak gerektiğini öğrendik. Rahman ve Rahim, Tanrı’nın sıfatlarındandır. Yani merhametli olmak. Peygamber Efendimizin de sıfatlarındandır merhametli olmak. Yani benim çocukluğumdan hatırladığım, doğmadan babasını kaybetmiştir, çok küçük yaşlarda annesini kaybetmiştir, daha sonra ona kol kanat geren dedesini kaybetmiştir. Müşrikler tarafından çok sıkıntı görmüştür. Doğal olarak da o kendi hayatında yaşadığı her şeyi dışarıda gördüğü zaman da empati kurar.
Bildiğim kadarıyla böyle ayetler de vardır. “Size öyle bir peygamber geldi ki sizin başınıza bir şey geldi mi o üzülür sizi kollar.” diye. Sonuçta bence sadece insanlara değil canlı cansız her şeye gösterilen merhametten söz etmek gerekir. Yani özellikle tasavvuf öğretisinde her şeye merhametli davranmak gerektiği düşüncesi vardır. Mesela o devirde kadınlara kız çocuklarına inanılmaz bir merhametsizlik vardı. Kıyamet günü anlatılır orada ve sonrasında Kuran-ı Kerim’de, hesap günü “Diri diri gömülen kız çocuklarına neden gömüldükleri sorulacaktır.” denir.



Merhametin acımayla ilgisi var mıdır?



Merhametin acımakla hiç ilgisi yoktur, hatta oradan söküp atmak gerekir. Merhametin mutlaka içselleştirilmiş olması gerekir. Merhamette empati kurmak önemlidir. Empati kurarsanız onun sıkıntısını anlayabilirsiniz yani başınıza gelmeden o sıkıntıyı yaşamış gibi olursunuz. Bu anlayış da insanı huzurlu kılar. Eğer bu huzur bize yansırsa insanlığın yanı sıra dünyayı huzurlu kılar ki şu anda da barışa çok ihtiyacı var dünyanın.



Siz kendinizi ne zaman merhametli hissedersiniz?



Valla her zaman aslında ama mesela kediye dokunmama gibi bazı duygular şu an kesilmiş durumda. Şu anda bazı duygularım daha kesif. Hz. Mevlana sakın isteyene vermeyiniz. Sıkıntısını anlatmayanı fark ediniz ya da biri bunu size söylerse onu dikkate alınız, diyor. Ben de buna özen gösteririm. Yalvaran yakaran birine değil de sıkıntısı olan birine yardım etmeyi ön plana çıkartıyorum. Bu yardımın illa maddi bir şey olması gerekmiyor. Psikolojik de olabilir. Bugün daha çok manevi sıkıntıları var insanların. Muhabbet etmek de bunun içindedir. Sadece onun yanında durarak, zaman zaman elini tutarak, içten samimi, içinde merhamet içeren bir bakış bile aslında karşındakinin sıkıntısını gidermek için çok etkili bir şeydir. Yani merhameti sadece öbür tarafıyla değil, bu açıdan da düşünmek gerekir. Yani ona el vermek, ona yardım etmek, düşüyorsa onu kaldırmak, iki satır laf etmek. Dünyadaki varoluşumuz üzerine iki satır laf edersek birçok sıkıntımızı gideririz. Batı’da bunun karşılığında psikoterapistler var. Merhamet sadece bunlarla alakalı bir duygu değil aslında. Vicdan vardır, şefkat vardır hoşgörü vardır, affedicilik vardır. Ve affetmek… Çok önemli bir şey. Cenab-ı Allah’tan da affedilmeyi isteriz. Sihirli bir şeydir affetmek, mağfiret dileriz Allah’tan.



Sizin dünyanızda peygamber nerdedir?



Peygamber Efendimiz hayatımızda bir rol model olmalıdır. Bu zaten böyledir ama bazen bunun ifratı da oluyor. Uhud ya da Hendek Savaşı savaşında dişi kırılmıştı peygamberin. Yani insanlar dişlerini kırarlar onun çektiği acıyı hissetmek için. Bu bir ifrattır benim için.
Peygamberimiz, elbette örnek şahsiyettir benim için.


 Risale Haber / Nur Mektebi / 21.04.2011

4 Şubat 2012 Cumartesi

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in örnek hayatından etkilenen Alman muhasebeci Müslüman oldu












Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in örnek hayatından etkilenen Alman muhasebeci Müslüman oldu 


Alman muhasebeci Juliana Silvia Graf, Hz. Muhammed (sav)’in örnek hayatına hayran kalarak Müslüman oldu.



Eşiyle Türkiye'ye tatil için geldiklerini belirten Graf, ezan sesinin içinde oluşturduğu sevgiyle hiç kimsenin tesiri altından kalmadan Müslüman olmaya karar verdiğini söyledi. Graf, "Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in örnek hayatını Almanca okudum. Çok etkilendim. Eşimin yardımıyla Müslüman olmaya karar verdim." diye konuştu.



Müftü Taş da yaptığı konuşmasında Allah’ın yeni Müslüman olan birinin geçmiş bütün günahlarını affedeceğini Kur’an’da bildirdiğini belirtti.


Kentselhaber / 12.05.2011


Kilise müziği sanatçısı müslüman oldu




Kilise müziği sanatçısı müslüman oldu


Çocukluğundan itibaren koyu bir Hıristiyan ve kilise müziği sanatçısı olarak yetiştirilen Filipin asıllı Ayşenur Helen, Köln'de konservatuar okurken Müslümanlarla tanışmış ve araştırarak Müslüman olmuş.



Müslüman olduktan sonra ailesinin ona düşman olduğunu belirten Helen,
Filipinler'de yüzde 7 civarındaki Müslümanların da baskı ve zulüm altında olduğunu, her gün onlarcasının öldürüldüğünü aktarıyor.



Ayşenur Helen, "Ama yine de Müslümanlar umutsuz değil. Bu umutlarının kaynağı İslam." diyor. Kendisine çocukluktan itibaren İslam'ın gerçek bir inanç olmadığının söylendiğini belirten Helen, "… Beni ilk etkileyen şey 16 yaşındayken bir kız arkadaşımdan duyduğum Fatiha Suresi’nin anlamıydı…” diyor.



Müslümanların en önemli görevinin dinlerini iyi temsil etmeleri, iyi örnek teşkil etmeleri gerektiğini belirten Helen, "... Said Nursi Hazretleri'nin eseri, 33. Söz'ü okudum. Orada Allah mükemmel bir şekilde zikrediliyordu." diyor.


Timetürk / 25.05.2011

İngiliz doktor İslam'la şereflendi









İngiliz doktor İslam'la şereflendi


 Timeturk / 08.06.2011


Adana'da görev yapan İngiliz bir doktor, Çukurova İlçe Müftülüğü'ne başvurarak İslam dinine geçti.



Müftülükte yapılan merasimde İngiliz doktor James Evans, Kelime-i Şahadet getirerek Müslüman oldu. Evans'ın Müslüman oluşuna müftülük vaizi Mahmut Bektaş ve vaize Hatice Sümer de şahitlik etti. Ahmet adını alan Evans, İlçe Müftüsü Abdullah Demir'in hediye ettiği Kur'an-ı Kerim'i öperek başına koydu. Müftü Demir, Evans'a Kur'an-ı Kerim'in yan ı sıra ihtida belgesi ve İngilizce basılmış İslam'ı anlatan kitaplar hediye etti.




New York Eyalet Üniversitesi (SUNY) öğretim üyesi Müslüman oldu









New York Eyalet Üniversitesi (SUNY) öğretim üyesi Müslüman oldu


Turkish Journal / 09.06.2011


New York Eyalet Üniversitesi (State University of New York-SUNY) Öğretim Üyesi John Garrett, New York'taki Amerika Müslümanlar Birliği'ne bağlı Fatih Camii'nde gerçekleşen ''ihtida töreni''yle, Müslüman oldu.



1981 Queens, New York doğumlu olan John Garrett, avukat arkadaşı Aybike Hanım’la tanıştıktan sonra İslamı araştırdığını, bu konuda kitaplar okuduğunu, sonunda Müslüman olmaya karar verdiğini belirterek, kararından dolayı tarifsiz bir mutluluk yaşadığını bildirdi.