31 Temmuz 2017 Pazartesi

İkbal Gürpınar içini döktü: Tesettüre girince kapılar kapandı.


İkbal Gürpınar içini döktü: Tesettüre girince kapılar kapandı.

“Hakkımda kötü ithamlarda bulunuyorlar. Kanallarda iş bulamıyorum. CHP veya MHP’li belediyelere de iş yaparken, bir anda hiçbir yerden davet gelmemeye başladı” “Defalarca proje geliştirdim. Kanallara defalarca sundum. Ama olmuyor. Olumlu tarafına bakıyorum, annem alzheimer oldu, onunla ilgilenebiliyorum.”

Burcu Çetinkaya - İkbal Gürp
ınar ismini çok geç duydum. Çok gezmekten televizyon dünyasıyla ilişkim sunuculukla kısıtlı kaldı. Bir gün tesettüre girme kararı aldığım zaman “Yeni bir İkbal Gürpınar” başlıkları geldi karşıma. Medyada meraktan araştırma yaptım ve karşıma başlıklarla üstüne basılan bir “örtünen sunucu” kavramı çıktı. Hayatın yoğunluğu sebebiyle orada bıraktım İkbal Gürpınar’ı. Yıllar sonra kendisiyle Şanlıurfa’da tanıştık. Karşımda bir hatip, sunucu, konuşmacı, son derece yüksek hafızası ve espri yeteneği olan müthiş pozitif bir kadın vardı. Onunla tanıştığım sırada yıllarımı verdiğim, dünyaya adımı yazdırdığım ralliye geri dönmeye çalışıyordum. Karşıma çıkartılan “Örtünen rallici” imajıyla mücadele veriyordum. Ümitsizliğe kapıldığım sırada kendisi bana terapi gibi geldi. Ben de bu pozitif enerjiden siz de yararlanın istedim ve İkbal Gürpınar ile keyifli sohbetimi röportaja dönüştürdüm.
“Ben festivallerden para kazanıyordum. Başımı örtünce sunuculuk, reklam teklifleri iptal oldu. Ben de ‘Allah’ım ne yapacağım? Bana bir yol göster’ dediğimde karşıma yaşam koçluğu çıktı. 360 derece yaşam koçu oldum. Okan Üniversitesinden ve Doğu Akdeniz Üniversitesinden de medyatörlük, ara buluculuk eğitimi aldım” diye başladı söze.

- Nasıl karşınıza çıktı ara buluculuk eğitimi?

Programımıza gelen bir avukat vardı. O yaşam koçu olduğunu anlattı. Ben zaten bilmeden yapıyormuşum. Sistemli bir şekilde fark ettirmek önemli tabii ki. Bu benim hayatımı kurtardı... İlk kitabım da yaşam koçluğu ve medyatörlüğü örneklerle anlattığım bir kitaptı.

- Kaç çocuğunuz var? Kaç kere evlendiniz?

Biri 29 yaşında biri 10 yaşında iki çocuğum var. 3 kere evlendim.

- En son gazetemize eşinizle beraber röportaj vermişsiniz, neden oldu bu ayrılık, çok yazılıp çizildi?
Ayrılığımızla ilgili kimseye bir açıklama yapmadım. Maalesef beni itibarsızlaştırmak için üzerimde sistemli bir çalışma yaptılar. Çünkü ben AK Parti Sarıyer İlçe Yönetim Kurulu üyesiyim. Belki milletvekili olma hevesim var zannettiler.

- 3 kere evlenmiş olmak sizi üzüyor mu? Başarısızlık gibi hissettiriyor mu?

Kitabımda bu yüzden evlilikle ilgili bir bölüm yazdım. 3 kere boşanmış bir kadın nasıl ara buluculuk desteği verebilir insanlara? Yapılmaması gereken neyse hepsini öğrenmiş oldum yaşayarak. 2 eşimin affına sığınarak söylemek istiyorum. Eğer bu günkü bilgi birikimim olsaydı, herhâlde ben ilk eşimden hiç ayrılmamış olurdum.

- Onca başarıma rağmen, ben sadece “örtünen rallici”den ibaret olmaya başladım. Siz de böyle bir şeyle karşılaştınız mı?
Farklı bir yaratıkmışım gibi konuşuyorlar hakkımda. Kanallarda iş bulamıyorum. Ben herkese eşit mesafede bir insanken, mesela CHP veya MHP’li belediyelere de iş yaparken, bir anda hiç bir yerden davet gelmemeye başladı.

- Ne zaman tesettüre girdiniz?
7 yılı geçti. Ben gençliğimde de örtülüydüm. Sonra İmam Hatip’te Kenan Evren döneminde okulda mecburen açtık, ama dışarıda kapalıydım. Evlendikten sonra ilk eşimle evliyken başımı açmıştım, eşim açmamı istemişti.

- Tesettürle ilgili kısıtlamalardan etkileniyor musunuz hâlâ?
Yeni yeni bitmeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın bunca zaman sabrede sabrede kazandırdığı bir özgürlük var. Havaalanlarında durdurup 65-70 yaşında kadınlar “Sen Atatürk’e ihanet ettin. Sen Atatürk kadınıydın ne oldu, çok zengin bir Arap Şeyhi mi buldun?” gibi sözler işittim. Daha büyük hakaretler işittim ama sosyal medyadan olan hakaretlere dava açınca, çok olumlu bir sonuç alınamıyor.

- Televizyon veya reklam dünyasında sizce tesettürle ilgili ön yargılar ne durumda?

3 yıldır işsizim. Reklam dünyası ise bambaşka. Muhafazakâr şirketlerin ve hatta muhafazakâr insanların sırtından para kazanan şirketlerin çoğu konuyla hiç alakası olmayan insanları reklamlarında kullanırlar. Aşağılık kompleksleri var bence. Ben 4 yıldır helal sertifikalı ürünler üzerine eğitimler alıp eğitimler veriyorum. Bu kapsamda bir şampuan markasının tanıtımlarını yapmaya başladım. Bir tanıtım fuarında, tanıtım yüzü olduğum bir helal şampuan için “bunlar da dini kullanıyor hah” deyip yanımdan geçenler oldu. “Şampuanın da helali mi olurmuş?” diyorlar. Yahudiler bu kadar helal kavramına önem verirken ve bu kadar az oranda kanser hastası varken neden müslüman bir ülkede bu kadar çok depresyon, bu kadar çok kanser hastası var diye bir düşünmeliyiz bence.

- Konuk olduğunuz TV programlarında sorun var mı?

Alişan ve Çağla Şikel’in programına beni 3 kez çağırdılar. Evrim Akın’ın programına defalarca konuk oldum. Reytingler benim katıldığım programlarda çok yüksek. Ama yöneticilere program sunuyorum o zaman “yok” cevabı alıyorum.

- Mücadeleye devam mı televizyon için?

Ben artık vazgeçtim. Defalarca proje geliştirdim. Kanallara defalarca sundum. Ama olmuyor. Olumlu tarafına bakıyorum, annem alzheimer oldu onunla ilgilenebiliyorum. Geçen sezon bir kanaldan teklif aldım ama beni magazine sunucu yapmak istediler. Bir ay çalıştıracaklar. Yani beni küçük düşürecekler. 3 yıldır televizyonda yokum, 5 yıldır canlı yayında yokum. Ama Allah’a çok şükür her gittiğim salon dolu oluyor. Sosyal medya sağ olsun. Hatta yayınevime “İkbal bitti onla niye kitap çıkarıyorsun?” demişler. O da “Siz İkbal’in bittiğini nereden çıkarıyorsunuz? Görüceksiniz” demiş ve çok satanlar listesindeyiz çok şükür.

54 ülke gezdim

- Kaptanlık ehliyetim var, yamaç paraşütü yapıyorum, araç kullanmayı çok seviyorum. Kendime ait bir teknem yok ama kiralıyorum. Oğlumla 54 ülke gezdim.

Şanlıurfa nasıl geçti? Ne düşünüyorsunuz Ş.Urfa hakkında? Nerelerini çok seviyorsunuz? Hangi yemeklerini seviyorsunuz?

- Muhteşemdi. Burada farklı bir ruh hâline bürünüyorum. Eyüp Peygamber’in makamı beni çok etkiliyor. Hazret-i İbrahim’in makamı da. Allah’a sonsuz teslimiyeti hatırlatıyor. Ciğerine, bostanasına bayılıyorum. Bugün 2 porsiyon ciğer yedim.


http://www.turkiyegazetesi.com.tr/magazin/460860.aspx

İKBAL GÜRPINAR NASIL ÖZÜNE DÖNDÜ?


İKBAL GÜRPINAR NASIL ÖZÜNE DÖNDÜ?

İkbal Gürpınar Kısaca Hayatı
İkbal Gürpınar 4 Ekim 1969 yılında Kırıkkale’de dünyaya gelmiştir. Ailesi Kırşehir’in en zengin ailelerinden biridir. İkbal doğar doğmaz çocuğu olmayan bir akrabalarına vermişlerdir. Ancak onlar çirkin bulup geri göndermişlerdir. İki kardeşlerdir. Kendisi küçük olanıdır ve bir ablası vardır. Ortaokulu Kırıkkale İmam Hatip Lisesinde okumuştur. İkbal haberi olamadan babasının bir akrabasının oğlu ile nişanlandırılır ve nişanlısına yakın olsun diye İzmir’e yatılı bir okula göndermişlerdir. Bir sene sonra damat adayının saygısız tavırlarından dolayı yine İkbalin haberi olmadan nişan bozulur.
İkbal Gürpınar Liseyi İzmir Fatih Kolejinde yatılı olarak okumuştur. Lise ikinci sınıfta 19 Mayıs tatilini fırsat bilip ailesinin yanına gitmiştir. Ancak orada evlenmesi için baskı uygulamışlar ve bu sefer başka bir akrabalarının oğlu ile evlendirilmiştir. Sonra liseyi Ankara’da Çankaya lisesinde dışardan bitirmiştir. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Açık Öğretimde İş İdaresi bölümü okumuş ve 1990 yılında Ankara’da İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden 1994 yılında mezun olmuştur. Üniversiteyi bitirdikten sonra eşinden boşanmıştır.1994 yılında TRT’de eğlence – müzik programı yapmıştır. 1997 yılında televizyon sunuculuğu yapmıştır. 2014 yılında Ak Parti’den siyasete girmiştir.
Albümler: Sen Gittin Gideli..., Düştüm Kabe Yollarına / İstemem Sen Yoksan, Aşkla
Çalıştığı müzik şirketleri: İkbal Gürpınar Prodüksiyon, Yedi Nota Müzik, Marmara Müzik

İkbal Gürpınar neden kapandı?
Televizyonun sevilen sunucusu İkbal Gürpınar Kanal D,TRT, Samanyolu TV ve Kanal 7’de çeşitli programlar yaptı.
Televizyonun sevilen sunucusu İkbal Gürpınar Kanal D, TRT, Samanyolu TV ve Kanal 7’de çeşitli programlar yaptı. Geçtiğimiz aylarda umreye giden Gürpınar sevenleri kadar kendi çocuklarını bile şaşırtıp aniden başını örttü.
Oğlum Alper, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler’de okuyor, şubatta okulu bitecek. Bana çok kızgın, “Sen başını örttün beni diplomat yapmazlar artık” diyor. Öyle bir niyetim yoktu. İki kez umreye, bir kez hacca gitmiştim. 25 Mart’ta üçüncü kez umreye gittim. Tavaf namazında secdede iken, “Artık saçını açmamalısın” diye bir ses duydum. Önce biri söylüyor zannettim. Namazı bitirdim ve titremeye başladım. Deliriyor muyum diye çok korktum. Koşarak otele gittim. Kanal 7’nin Genel Müdürü Mustafa Çelik’i aradım. “Böyle bir ses duydum. Başımı örtsem nasıl olur?” dedim. Çelik, “Kapatsan da başımızın tacısın, kapatmasan da” dedi. Küçük oğlum Efe’den dolayı bu işten sıyırırım diye düşündüm. Çünkü o ne zaman beni namaz kılarken yakalarsa başörtüsünü açardı. Kapıdan girdim, “Ne komik olmuşsun” dedi ama açmadı. Ben de bir daha başımı açmadım. Allah belki bir plan uyguladı hayatımda. Başta başım örtülü olsaydı bu noktalara gelemezdim. Hakaretler, iftiralar geldi başımı örtünce. Cemaatlere üye olmuşum, onlardan para almışım. İnternet sitesinde böyle yorum yazan 50 kişiye tazminat davası açtım. Çatır çatır para ödeyecekler.
Ama ilk örtünmem ilkokuldayken oldu. İlkokul üçteyken babam hacca gitmişti. Babamın bir arkadaşı, “Hacdaki babanın kızı başını örterse hac sevabı alır” dedi. Babam hacdayken başımı örttüm. İzmir’de açıktı ama Kırıkkale’ye tatile geldiğimde örtüyordum.

O GÜN NAMAZA BAŞLADIM

Bir Ankara yoculuğunda üç dakikayla otobüsü kaçırmıştım. Sonrakine bindim. O kadar yorgunum ki gözümü açamadım. Ankara’ya geldiğimizde uyandım, baktım ayaklarımızın altı ceset dolu. Kaçırdığım otobüs kaza yapmış. O gün beş vakit namaz kılmaya başladım. Başını örtüp namaz kılmamak olur mu? Siz tamamen örtmüşsünüzdür ama bir bakışınızla bir erkeği baştan çıkarmışsınızdır, Allah sadrda olanı bilir. Başımdakine bir sürü kadın örtünme demiyor ama ben şu anda bunu yapabiliyorum. Bende hipoglisemi var o yüzden oruç tutamıyorum.

TELEVİZYON

Eleştirdiğim her şey başıma geldi
1998’de Ankara’da Özel Yaşam Hastanesi’nde halkla ilişkiler yapıyordum ama ameliyat öncesi de hastaları rahatlatıyordum. Televizyondan da tanıyorlardı beni. Ceset de yıkıyordum. Hocayla beraber ben de giriyordum içeri. Sonra dayanamadım ayrıldım hastaneden. Bu kez ‘Kimse Yok Mu?’ programını verdi Allah. O iç karartan programları eleştirirdim. Hayatta neyi kınadıysam Allah hepsini başıma verdi. Ama ‘Hayatın İçinden’ programında iş öyle çığırından çıktı ki... Reytingde bir numarayız, bütün programları solluyoruz, öyle pis ki. Eğer yaşanan olayın detayını anlattırmazsanız sorunu çözemiyorsunuz. Konuklar her şeyi detayıyla anlatıyor, kameraların önünde birbirlerine giriyorlar. Eskiden programda yaşananlara üzülüyordum, vücudumu yaralar kapladı stresten. Terapi gördüm. Sonra hiç ağlamamaya beton gibi olmaya başladım. “Hayatın mı, para mı?” diye sordular. “Para istemiyorum” dedim. Programı bitirmelerini isteyecektim yönetimden. Onlar da çok bunaldığımı anlamış, o gün arayıp bana bir yemek programı verdiler: İkbal’le Şifalı Yemekler. İki uyanık, ‘İkballe Şifalı Yemekler’in com, net, tr bütün internet adreslerini almış. Benmişim gibi ürünler satmış, benim ağzımdan yazılar yazmışlar. Bilişim suçlarında da sonuç alınabileceğini gördüğüm için çok mutluyum. O site kapandı. Kendi sitemde o kadar reklam yoktu. Kim bilir ne kadar kazandılar?

SUDAN

Hastane yaptırıyorum
‘Kimse Yok Mu’ ekibiyle geçen temmuzda Sudan’a gittim. İki yaşında gözlerini kaybeden çocuklar falan, korkunçtu... Darfur’da hastane yaptırıyoruz. Orada hastane yapmak buradakinin onda birine mal oluyor. Teknik cihazlar hazırmış zaten. ‘Kimse Yok mu?’ ile bu sene Tayland’a, Kamboçya’ya, Myanmar’a gittim. Yaşananları gözlerimle görünce izleyiciye daha iyi aktarabiliyorum çünkü. İnsanlar benden dinleyince inanıyorlar. Yardıma muhtaç insanları gördükçe ne kadar mutlu ve zengin olduğumu fark ettim. Hani benim derdim kilolarımdı, suratımda çıkan bir sivilceydi. “Ey İkbal sen ne yapıyorsun hayatta!” dedim kendime.

EVLİLİKLERİM

Okuyamadığım için kabuslar görüyordum
Annemin akrabası olan ilk eşim ailesiyle istemeye geldi. 17 yaşında lise ikideyken okuldan alındım, düğün dernek oldu. Ev kadını olma hedefim yoktu hayatta. Doktor ya da avukat olmak istiyordum. Her gece kabus görüyordum. Bir gün Kızılay’da liseden arkadaşım Yüksel ile karşılaştım. Hamileydim, çok kilo almıştım. “Ne oldu sana” dedi. Ona sarılıp ağladım. “Neden kendini bıraktın ki? Telefon aç okuldan tasdiknameni göndersinler, liseyi dışarıdan bitir” dedi. Dışarıdan bitirildiğini bilmiyordum. Liseyi bir dönemde bitirdim. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni kazandım. Eşim de okumamı destekledi, altıma araba verdi. Çok kıskançtım. Ayrıldık. İkinci evliliğim beş yıl sürdü. Tanışmamız enteresandı. Evleneceğimi önceden biliyordum. Radyolog bir kız arkadaşım fal baktı. “Deniz aşırı bir ülkeden biri gelecek gözleri çok güzel kalem gibi düzgün bir insan” dedi. Burhan ile tanıştık. Burhan “Amerika’dan geliyorum” dedi, biz kahkahayı patlattık. Evlendik. Başbakanın şahitliğini Melih Gökçek organize etti. Güzel bir hatıra oldu. Mizaç uyuşmazlığından ayrıldık. Birbirimizi tanımadan evlenmiştik, hata buydu.

YENİ PROGRAM

Artık o reytingi rüyamda görürüm
Konuşma problemim vardı. Ya kekeliyordum ya da inanılmaz hızlı konuşuyordum. Konuşmayla ilgili problemimi çözen İletişim fakültesindeki hocam Rıfat Aras’tır. Beni sunuculuklara gönderdi. Evliliğim okul bitene kadar da 11 yıl devam etti. TRT’den ‘25. Saatler’ programından aldığım para geçinmeye yetecek bir miktar değildi. Kozmetikle ilgili bir iş yaptım. Önce TRT GAP’ta iki seneye yakın ‘Bu Sabah’, sonra TRT 1’de ‘Nane Limon Kabuğu’ programlarını sundum. Ardından ‘Kimse Yok mu’ ‘Güne Başlarken’, ‘Çalsın Davullar’... Çok tutulan programlardı. 3.5-4’ten aşağı inmiyordu reytingim. Şimdi o rakamları rüyamda görürüm. Pasta bölündü, seyirci değişti. Bir ara gönüllü hemşirelik yaptım. Libya Kültür’e kursa gittim makrome hocası oldum. Hiçbir zaman tek işle uğraşmadım. Bayramdan sonra Kanal 7’de tekrar sabah programlarına başlayacağım. Güzel bölümleri olacak. Hakkari’de bir köylü kadının inanılmaz bir tiyatro oyunu oynadığını gördüm. Yılmaz Erdoğan’ın akrabasıymış. Kadınlar programda 10-15 dakikalık mahalle tiyatrosu oynayacak.

LOKANTACILIK MACERAM

400 bin dolarım gitti
Bir dönem Ankara’da lokanta açmıştım. Lokanta fikri çocukluğumdan beri vardı. Ama işin başında durmayınca başarılı olma şansı yok. Çok kazık yedim orada. Sormayın. Her gün bonfileler kayboluyordu. Bir arkadaşım, gizli kamera yerleştirdi, akşam bakıyor usta bonfileleri streç filme sarıyor beline kuşak yapıp, yürüyerek çıkıyor! 400 bin dolar gitti o restoranda. Küçük bir restorandı ama her şeyin en iyisini almıştım. Bir şeyi çok istemeyeceksin hayatta. Fakat sonra Bugün gazetesinden yemek köşesi yazma teklifi geldi. Bir yayınevi de yemek kitabı yazmamı istedi.

CENGİZ HORTOĞLU

İki kişinin yazdığı aşk romanı
‘Aşkın Bir Yüzü’ romanı Cengiz Hortoğlu’nun fikri. Program danışmanıyken Esra Ceyhan ile yazmak istemiş. Allah nasip etmemiş. Melike ile Murat’ın aşkı anlatılıyor. Murat’ı yazmış. Melike’nin çatısını oluşturmuştu. Ben de aralarını doldurdum. İlginç mesajlar içeren bir aşk romanı oldu. Bir aşk romanı olarak birlikte yazılmış ilk kitapmış. Lansmanı da ‘iki yüzlü kitap’ diye yapıldı.

SESİMİN ZEKATI

Kur’an CD’si yapıp dağıttım
Kuran’ın mealini kendi sesimle okumak için Diyanet İşleri Başkanı ile görüştüm. “Güzel fikir” dedi ama birileri engelledi. Altı ay bekledim. Hani istiyordum ki karnımda çocuğum varken okuyayım, o da dinlesin. Kendi imkanlarımla Kuran’ın 70 dakikaya sığan kısmını okudum. Geçen sene Kadir gecesinde 50 bin CD basıp sesimin zekatı olarak camilerde ücretsiz dağıttık. Yeni şiir kitabına çalışıyorum. Peygamber efendimizin hanımlarla ilgili yaşadıkları olacak.

SİYASET

AKP’den aday olamadım
Ankara’daki ana binadan birileri benimle görüştü. Babam da “Rüyamda görmüştüm bizim aileden bir bakan çıkacak” dedi, gaz verdi. 2 bin lira adaylık parasını da kendisi gönderdi. Ben de gidip partiye başvurdum. Sonra beni TV 8’den aramışlardı kadın aday olarak. Genel merkeze telefon açtım “Ne dersiniz gideyim mi?” Hani haddimi bileyim! “Git” dediler, gittim sonra aday olamadım. Hiçbir açıklamada bulunulmadı.
Son Güncelleme: 10:06 05 Eylül 2010, Pazar

NOT: 2014 yılında Ak Parti’den siyasete girmiştir.

http://www.sonsayfa.com/Haberler/Roportaj/Ikbal-Gurpinar-neden-kapandi-169705.html

 http://sendeyim.net/kimdir/ikbal-gurpinar-kimdir      

29 Temmuz 2017 Cumartesi

Tasavvuf yolunda bir dervişim.


Tasavvuf yolunda bir dervişim.

Allah dostlarının hayatları o kadar muhteşem ki. Onlar gibi olabilmek için çok uzun bir zaman gerek.Tasavvuf yolunda bir dervişim.

Bunun hakkını vermem gerekiyor bu nedenle ilim, ilim, ilim. Sürekli okuyorum, dinliyor ve izliyorum. Diğer şeylerden aldığım zevk gün geçtikçe azalıyor. İşte bu her şeyden önemli. İnsanın içine ilahi aşk düşünce oluyor bunlar.


Sagopa Kajmer, Türkçe rap denilince akla ilk gelen isimlerden birisi. Asıl adı Yunus Özyavuz. Müzik hayatına Samsun`da yerel bir radyoda DJ’lik yaparak başladı. 1997’de İstanbul’a Fars Dili ve Edebiyat okumak için geldi. Kuvvetmira adlı bir rap grubu kurdu. Halen Melankolia Müzik isimli müzik şirketinde 2006’da evlendiği eşi Kolera (Esen Güler Özyavuz) ile müzik çalışmalarına devam ediyor. Peki neden Sagopa Kajmer? Sagopa, Mısır`da bir piramitin adı. İçine girenin canlı çıkamadığı bir piramit. Kajmer ise bu piramitin sırrını çözmeye çalışan bir bilim adamı. Piramitten sağ çıkamayacağını anlayınca piramitin duvarına Sagopa Kajmer yazmış.


- Türkiye’de çıkan ilk rap albümünün içinde yer aldınız ve en çok dikkati de siz çektiniz, Türkçe Rap’i bir bakıma siz var ettiniz. Rap olmasaydı alternatif müzik tercihiniz ne olurdu?


- Estağfirullah, ben sadece işimi yaparken mutlu olduğum içindir ki, insanlara bunu hissettirebiliyorum. Onlar da beni alıp başlarının üzerine koyuyorlar. Rap Türkiye’de ben ve benim gibi yetenekli kişilerle gelişti. Biz bu yolun çizgilerini beraberce çizdik. Oyun hiçbir zaman tek kişilik olmadı. Rap olmasaydı sanırım New Age yapıp kendimi dinlendirirdim.


- Ülkemizde geleneklere bağlı kalarak kaliteli ve nitelikli yenilikler yapılabileceğini gösterdiniz. Rap hayatına girmeden önce böyle bir amacınız var mıydı? Yoksa bu sonuç rastlantı olarak mı oluştu?


- Aslında şaşırmamak gerek. Zaten sanatçı ülkesini ve geleneğini en iyi şekilde temsil edendir. Örnek olandır, örnek alınandır. Ben Türk gençliğinin son yıllarda evrimleştiğini ve giderek yabancı taklidi haline geldiğini düşünüyorum. Her ne kadar ben de bir Amerika kültür simgesi olan rap müziğini icra etsem de, rap benim ruhumu kabzedemedi, maneviyatımı baştan çıkaramadı, rap benim aracım. Araç olarak onu seçtim çünkü bir şeyi karşında gördüğünde ya da bulduğunda o şeyi kendine yakın hissediyorsan bunun zararı yoktur. Benim rap yapmaya başlamadan önce tek amacım müzik yapabilmekti. Çünkü ben sadece müzik dinleyerek yaşadım. Hiçbir aktivitem olmadı, hep müzik. Kazandıklarımın hepsini müziğe yatırdım. Hep müzik.


- Ülkemizin giderek muhafazakârlaştığı söyleniyor, sizin muhafazakâr tarza bürünmenizin sebebi bu olabilir mi?


- Ülkemiz giderek yabancılaşıyor. Sago hidayete erdi elhamdülillah. Muhafazakarlık çok kaba bir tabir. İnsan ya dininin gereklerine göre yaşamını idame ettirir ya da dinsiz takılır. Bunun orta kararı yoktur. Bizim ülkemizde bir curcunadır gidiyor. Keşke 1980’lerdeki gibi olsa. O zamanlar Ramazan ayında sokakta sigara içeceksin haaa… Öyle bir şey saygısızlık olarak görülürdü. Şimdiyse sokakta sevişiyorlar. Alkol gırla. Kimse bana muhafazakarlıktan bahsetmesin. Ben hayatımı Avrupa birliğine girmek için yaşamayanlardanım. Ben çocukluğum boyunca Avrupa’ya gidip oraları gezmek hatta yerleşmek isterdim. Ne zamanki tüm Avrupa’yı gezdim o sarhoşluktan ayıldım. Bu iş şekilcilikle olmaz, kalbini Rabbine verirsin, rehberlerin en güzeline (s.a.v.) uyarsın, insanca ve ahlaklı yaşarsın. Koca bir ülkenin bir kısmı örfünü adetini korumaya hatta kurtarmaya çalışırken çok büyük bir kısmı kolunu Avrupa’ya nasıl kaptıracağını düşünür halde. Sago hiçbir hale bürünmedi. Ben gerçeğin ta kendisiyim.


- Meşhur olmamak için çıktığınız yolda Türkçe Rap’in kralı oldunuz, bunu şarkılarınızda da dile getiriyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?


- Edebiyatın bölümleri vardır, şair kimi yerde kendini kimi yerde karşısındakini metheder. Ben genelde kendi kendimi övmem. Ama birileri bana kötü laf edince hem onları hicvederim hem de kendi özelliklerimi dile getiririm. Bu şu demek; senden böyleyse benden şöyle: Haydi Sago söyle!... Hem ben Rap’in kralı falan da değilim, bu sizin güzel hitabınız. Ben kendime göre bir rap yapıyorum. Benim liriklerimi tam anlamıyla irdelemeyen kişiler çelişki var diyebilir. Bu onların kendi anlama yetersizliğidir. Zaten şarkılarımda ben kralım vs gibi zırvalıklar yoktur. Her kralın tacı alınır. Ben derim ki “Sagopa Rap’in oğlu”, bu şu demek: Kısa donla gezerken rap dinleyip break dans yapan bir çocuktum hala o çocuğum ama artık bana insanlar da eşlik ediyor.


- İslam âlimlerine karşı derin bir ilginiz var. Hiç onlar gibi olmayı, onların yolundan gitmeyi kısacası tasavvufa girmeyi düşündünüz mü?


- Beni can damarımdan vurdu bu soru. İslam öyle geniş ve engin bir deniz ki bu denizdeki kıymetli incileri çıkarıp ortaya dökmeye kalksan ömrün yetmez. Onlar benim canlarımdır. Allah dostlarının hayatları o kadar muhteşem ki. Onlar gibi olabilmek için çok uzun bir zaman gerek. Tasavvuf yolunda bir dervişim. Bunun hakkını vermem gerekiyor bu nedenle ilim, ilim, ilim. Sürekli okuyorum, dinliyor ve izliyorum. Diğer şeylerden aldığım zevk gün geçtikçe azalıyor. İşte bu her şeyden önemli. İnsanın içine ilahi aşk düşünce oluyor bunlar. Kaybettiğim vakitlerimi geri kazanabilmek için çalışıyorum. Tabii ki hayattan işime yarayanı alarak ilerliyorum. Sünnet-i Seniyye’yi sahiplenenlerdenim. Maneviyat dev saray.


- İçinizde yaşayan bir hayli yaşlı ve hüzünlü çocuğu ne ile besliyorsunuz?

- Dualarla.

- Bize farklı olarak Sago’dan kısaca bahseder misiniz?

- Herhangi biriyim. Monoton bir hayatın içinde bulduğum renklerin tadını çıkarıyorum. Tatlıları ve balığı çok severim. Sakatat yemem. Matrix’i izlemeyen nadir Türklerdenim. Herkesin bayıldığı Brave Heart’dan hiç haz almam, kim ne derse desin Michael Jackson’ı çok severim. Harika bir İran kedim var aslında onu eşime hediye olarak almıştım ama ortak kullanıyoruz. (Gülüşmeler). Adı Mira.

İşte böyle renkli bir kişilik Sagopa Kajmer.

SAGOPA KAJMER NASIL HİDAYETE ERDİ?



SAGOPA KAJMER NASIL HİDAYETE ERDİ?

Yunus Özyavuz veya bilinen adıyla Sagopa Kajmer Türk rap müzisyeni, müzik yapımcısı, DJ ve piyanist. 17 Ağustos 1978'de Samsun'da doğdu. İlköğretim, ortaöğretim ve lise eğitimini Samsun'da tamamladı.

Tam adı: Yunus Özyavuz
Eş: Kolera (e. 2006)
Ebeveynler: Mehmet Özyavuz, Serpil Özyavuz


Babasının adı Mehmet Özyavuz, annesinin adı ise Serpil Özyavuz'dur. Emre Özyavuz adında erkek kardeşi vardır. Ayrıca Emre Özyavuz, Sagopa Kajmer ve Kolera'nın konserlerinde sahnede kameramanlık yapmaktadır. Müziğe olan ilgisi nedeniyle ilk Radyo'da djlik yaparak müzik hayatına giriş yapmıştır.Öğrenim hayatı nedeniyle İstanbul'a gelmiştir.İstanbul'da Fars dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmıştır.İstanbul'a gelmesinin ardından 1 yıl geçtikten sonra rap dünyasında bir oluşum diyebileceğimiz Kuvvetmirayı kurmuştur.


1999 yılında çeşitli sanatçıların yeraldığı ilk türk rap albümü "Yeraltı Operasyonu"albümünde ilk projesi olan "SİLAHSIZ KUVVET" ismiyle yer aldı ve en fazla dikkati çeken kişi oldu. 2001 yılında ilk albümü SILAHSIZ KUVVET "Sözlerim Silahım" çıkardı. 2002 yılında ikinci albüm SILAHSIZ KUVVET "İhtiyar Heyeti"çıktı . 2002 "SAGOPA KAJMER"i yarattı.İsmiyle aynı adı taşıyan bir albüm çıkardı. 2002 yılında CEZA "Med Cezir" albümünün produktorlüğünü yaptı. Albümün tüm müziklerini kendisi yaptı.

2010 yılında eşi Kolera ile '"Bendeki Sen" albümünü yayınlamıştır ve bu albüm hayli büyük ilgi görmüştür. 2010 yılında ilk kez düzenlenen TRT müzik ödüllerinde; halkın oylarıyla belirlenen Yılın Albümü dalında bu albümle ilk beşe girmiştir. Ayrıca yine 2010 yılında yayınlanan Yeraltı Kafilesi (Kafile 2) nin yapımcılığını yapmıştır. 2011 yılı içerisinde Saydam Odalar albümü piyasaya sürülmüştür. 2012 yılında ise Istakoz ve 40 adlı şarkılarını internet üzerinden yayınlamıştır. 2013 yılı içerisinde yeni bir albüm çıkaracağını resmi Twitter hesabından duyurmuştur. Sagopa Kajmer, kendi orkestrası olan Pesimist Orkestra ile birlikte 2013 yılının Mart, Nisan ve Mayıs aylarında bir turne düzenlemiş ve turne kapsamında 15 tane şehirde konser vermiştir.

7 Mayıs 2014'te Birol Giray (BeeGee) ile birlikte Abrakadabra adlı parçayı ücretsiz olarak dinleyicileriyle paylaşmıştır. Son olarak Cem Adrian'ın Artık bitti şarkısının Scratch kompozisyonlarını yazıp şarkıya back vokalde bulunmuştur. 2015 yılının başlarında ise önceden çıkardığı bazı albümlerin beatlerini YouTube üzerinden paylaşmakta ve 1998-2001 yılları arasındaki beatlerini Underground Years isimli bir kaç bölümden oluşan toplama albümleri yine YouTube aracılığıyla ücretsiz bir şekilde piyasaya sürmektedir.

17 Haziran 2015 tarihinde Bilmiyorum adlı parçasını Youtube üzerinden ücretsiz olarak dinleyicileriyle paylaşmıştır. Sagopa Kajmer, 1 Ağustos 2006 tarihinde kendisi gibi rap şarkıcısı olan Kolera ile evlenmiştir.


Albümleri

Silahsız Kuvvet ismiyle çıkardığı albümler

Yeraltı Operasyonu (1999)
Gerilim 99 (Promo) (1999)
Toplama Kampı (2000) [Mini Albüm]
Sözlerim Silahım (2001)
İhtiyar Heyeti (2002)


Sagopa Kajmer ismiyle çıkardığı albümler

One Second (2000) Sagopa Kajmer
On Kurşun (2001) Sagopa Kajmer
Sagopa Kajmer (2002) Sagopa Kajmer
Bir Pesimistin Gözyaşları (2004) Sagopa Kajmer
Romantizma (2005) Sagopa Kajmer
Kafile (2006) Kuvvetmira
İkimizi Anlatan Bir Şey (2007) Sagopa Kajmer, Kolera
Kötü İnsanları Tanıma Senesi (2008) Sagopa Kajmer
Şarkı Koleksiyoncusu (2009) Sagopa Kajmer
Kafile 2 (2010) Sagopa Kajmer
Bendeki Sen (2010) Sagopa Kajmer, Kolera
Saydam Odalar (2011) [Mini Albüm] Sagopa Kajmer
Kalp Hastası (2013) Sagopa Kajmer


Derleme Albümler

Tek Hayalim (2002)
Melankolia Mixtape Vol.1 (2006)
Compilation Vol. 1 (2007)
Compilation Vol. 2 (2007)
Compilation Vol. 3 (2007)
Kuvvetmira Megamix-Tape [Live] (2007)
Underground Years Vol. 1 (2015)
Underground Years Vol. 2 (2015)


EP'ler

Pesimist Ep 1 (2000)
Pesimist Ep 2 (2002)
Pesimist Ep 3 (2005)
Disstortion Ep (2005)
Pesimist Ep 4 - Kurşun Asker (2006)
Pesimist Ep 5 - Kör Cerrah (2008)
Saykodelik Ep (2009)
Pesimist Ep 6 - Ahmak Islatan (2014)


İnternet Single'ları

Bu Şarkıyı Zevk İçin Yaptık (2008) Sagopa Kajmer, Kolera
Beslenme Çantam (2009) Sagopa Kajmer, Kolera
Hain (2009) Sagopa Kajmer, Kolera
Ardından Bakarım (2010) Sagopa Kajmer
Istakoz (2012) Sagopa Kajmer
40 (2012) Sagopa Kajmer
Ultimate (2012) Sagopa Kajmer, Shi 360
Düşünmek İçin Vaktin Var (2013) Sagopa Kajmer
Abrakadabra (2014) Sagopa Kajmer, Birol Giray
Artık Bitti (2014) Sagopa Kajmer, Cem Adrian
Bilmiyorum (2015) Sagopa Kajmer


Video Klipleri

Maskeli Balo (2003)
Karikatür Komedya (2003)
Neyim Var Ki feat. Ceza (2004)
Al 1'de Buradan Yak (2004)
Bebeğim Öldü (2005)
Vasiyet (2005)
Baytar (2006)
Kırık Çocuk (2007)
Monotonluk Maratonu feat Kolera (2007)
Kendim İçin (2007)
Ben Hüsrana Komşuyum (2008)
Düşersem Yanarım (2008)
Muamma (2008) (2012 yılında yayınlanmıştır.)
Ateşten Gömlek (2009)
Unut Dedi Hatıram feat Abluka Alarm (2010)
Bir Dizi İz feat Kolera (2010)
Merhametine Dön feat Kolera (2010)
Galiba (2011)
Kaç Kaçabilirsen feat Kolera (2012)
Düşünmek için Vaktin Var (2013)
Uzun Yollara Devam (2013)
Abrakadabra feat Birol Giray (2014)
Naber feat Birol Giray (2015)
Benim Hayatım (çekilecek)
Meftun (çekilecek)