Guantanamo gardiyanı Müslüman oldu.
Alkolik gardiyan, sıkıntıdan Müslüman tutuklularla konuştu ve sonunda Müslüman olmaya karar verdi
Amerikan Guantanamo askeri hapishanesinde Müslüman tutukluların gardiyanı olan Terry Holdbrooks, gördükleri karşısında Müslüman olmaya karar verdi.
Amerikan ordusu uzmanı Terry Holdbrooks, 6 ay Guantanamo'da gardiyan olarak görev yaptı. Newsweek'in bildirdiğine göre Holdbrooks, Faslı "General" lakablı 590 numaralı tutuklu ile konuştuktan sonra hayata bakışı değişti.
Holdrooks, 2004'te 463. Askeri Polis Birliği'nde görev yaptı. Tutukluları sorgulamalara götürdü, hücre koridorlarında bir aşağı bir yukarı yürüyerek tutukluların birbirlerine notlar vermediklerinden emin oldu. Ancak gece vardiyaları daha az yoğundu. Yerleri paspas etmekten başka işi yoktu. Gecelerin çoğunu bağdaş kurup oturmakla ve hücre parmaklarından tutuklularla konuşarak geçirmeye başladı.
Gerçek adı Ahmed Erraşidi olan General ile güçlü bir arkadaşlık geliştirdi. Gece konuşmaları, Holdbrooks'u hapishanenin durumu hakkında daha şüpheci olmasına yol açtı ve kendi hayatı hakkında ciddi ciddi düşünmeye başlamasına sebep oldu. Bir süre sonra Holdrooks Arapça ve İslam kitapları siparişleri verdi. 2004'ün başlarında bir konuşmalarında konu kelime-i şehadet'e geldi. Holdrooks, demir parmaklıklardan bir kalem ve bir indeks kartı uzatarak Erraşidi'den kelime-i şehadeti İngilizce olarak yazmasını ve İngilizce harflerle Arapçasını yazmasını istedi. Sonra Guantanamo Camp Delta'nın koridorunda karta yazılanı sesli olarak okudu ve Müslüman oldu.
Holdbrooks, 2005'te ordudan ayrıldı. Son haftalarda medyada Guantanamo anılarının çok sık yer alması ardından eski bir gardiyan ile birlikte Newsweek'e konuştu. 11 Eylül saldırılarının intikamını almak isteyen asker, doktor ve sorgu memurlarının tutukluları aşağıladıklarını, sadistçe davrandıklarını belirttiler.
Gardiyanlar ve tutuklular arasında bazen sohbetlerin de olduğunu açıklayan Erraşidi, 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra gittiği Fas'tan Newsweek'e emaille gönderdiği mektubunda, "Tutuklular kendilerine saygı gösteren gardiyanlarla sohbetler yaptılar. Her şeyden konuştuk. Normal şeyler. Ortak konulardan bahsettik." dedi.
Holdrooks'un Müslüman olması gardiyanlar arasında bir istisnayı oluşturuyor ve ABD'de akademik çalışmalara konu oldu. Çünkü normal hapishanelerde mahkumlar ve gardiyanlar birbirlerinden nefret ederler, düşmanlık beslerler.
Holdbrooks Phoenix'te zor şartlar altında büyüdü. Anne ve babası esrarkeşti. 2002'de orduya katılmadan önce alkolikti.
Arkadaşlarının söylediklerine göre, Holdbrooks, anne ve babası gibi esrarkeş olmamak için orduya katıldı. Huzur arıyordu. Evden ilk ayrılışında, sadece 8 günde tanıdığı bir kadınla evlendi. Dini inanışı az olduğundan, Guantanamo'daki tutukluların dine bağlılıklarını görerek şaşırdı.
Holdbrooks, "Amerikalıların çoğu Tanrıyı bıraktı. ancak (Guantanamo hapishanesinde) burada bile ibadetlerini bırakmıyorlardı." dedi.
Erraşidi'nin tutuklanması Holdbrooks'a şaşırtıcı geldi. Faslı tutuklu İngiltere'de yaklaşık 18 yıl şef (aşçı) olarak çalışmış ve akıcı İngilizce konuşuyor. Eylül 2001 sonlarında bir işle oğlunun ameliyat parasını ödeyebilmek için Pakistan'a gitmiş. Afganistan'a geçtiğinde, Kuzey İttifakı tarafından yakalanıp Amerikan askerlerine 5 bin dolara satılmış. Guantanamo'da Erraşidi, El Kaide eğitim kampına katılmakla suçlanıyor. Ancak 2007'de London Times gazetesinin bir araştırma haberi, serbest bırakılmasına yardımcı oluyor.
Guantanamo hapishanesinde, Erraşidi ön plana çıkıyor. Newsweek'e yazdığı mektubunda, "İngilizce konuşabildiğimden, hep askerlerin gözü önünde idim. Guantanamo'daki bir Amerikalı albay, General lakabını taktı ve işbirliği yapmamam halinde generallerin incineceğini söyledi." dedi.
Erraşidi, Amerikalılarla işbirliği teklifini kabul etmediği için 23 gün işkence görmüş. Uykusuzluk, çok soğukta bırakma, zor pozisyonlarda kelepçelenmek işkencelerden bazıları.
Erraşidi, "Hep askerlerin illegal iş yaptıklarını düşündüm ve sessiz kalmaya niyetim yoktu. Faslı tutuklu, tutukluluğunun beş yılından dördünü cezalandırma bloğunda geçirmiş. Burada tutuklular havalandırma, kütüphane ve seccade gibi imkanlardan mahrum bırakılmış.
Şu anda 25 yaşında olan Holdbrooks, içkiyi 3 ay önce bıraktı. Phoenix Üniversitesi yakınlarındaki Tempe İslam Merkezi'nde düzenli beş vakit namazını kılmaya başladı.
Amerikan ordusu uzmanı Terry Holdbrooks, 6 ay Guantanamo'da gardiyan olarak görev yaptı. Newsweek'in bildirdiğine göre Holdbrooks, Faslı "General" lakablı 590 numaralı tutuklu ile konuştuktan sonra hayata bakışı değişti.
Holdrooks, 2004'te 463. Askeri Polis Birliği'nde görev yaptı. Tutukluları sorgulamalara götürdü, hücre koridorlarında bir aşağı bir yukarı yürüyerek tutukluların birbirlerine notlar vermediklerinden emin oldu. Ancak gece vardiyaları daha az yoğundu. Yerleri paspas etmekten başka işi yoktu. Gecelerin çoğunu bağdaş kurup oturmakla ve hücre parmaklarından tutuklularla konuşarak geçirmeye başladı.
Gerçek adı Ahmed Erraşidi olan General ile güçlü bir arkadaşlık geliştirdi. Gece konuşmaları, Holdbrooks'u hapishanenin durumu hakkında daha şüpheci olmasına yol açtı ve kendi hayatı hakkında ciddi ciddi düşünmeye başlamasına sebep oldu. Bir süre sonra Holdrooks Arapça ve İslam kitapları siparişleri verdi. 2004'ün başlarında bir konuşmalarında konu kelime-i şehadet'e geldi. Holdrooks, demir parmaklıklardan bir kalem ve bir indeks kartı uzatarak Erraşidi'den kelime-i şehadeti İngilizce olarak yazmasını ve İngilizce harflerle Arapçasını yazmasını istedi. Sonra Guantanamo Camp Delta'nın koridorunda karta yazılanı sesli olarak okudu ve Müslüman oldu.
Holdbrooks, 2005'te ordudan ayrıldı. Son haftalarda medyada Guantanamo anılarının çok sık yer alması ardından eski bir gardiyan ile birlikte Newsweek'e konuştu. 11 Eylül saldırılarının intikamını almak isteyen asker, doktor ve sorgu memurlarının tutukluları aşağıladıklarını, sadistçe davrandıklarını belirttiler.
Gardiyanlar ve tutuklular arasında bazen sohbetlerin de olduğunu açıklayan Erraşidi, 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra gittiği Fas'tan Newsweek'e emaille gönderdiği mektubunda, "Tutuklular kendilerine saygı gösteren gardiyanlarla sohbetler yaptılar. Her şeyden konuştuk. Normal şeyler. Ortak konulardan bahsettik." dedi.
Holdrooks'un Müslüman olması gardiyanlar arasında bir istisnayı oluşturuyor ve ABD'de akademik çalışmalara konu oldu. Çünkü normal hapishanelerde mahkumlar ve gardiyanlar birbirlerinden nefret ederler, düşmanlık beslerler.
Holdbrooks Phoenix'te zor şartlar altında büyüdü. Anne ve babası esrarkeşti. 2002'de orduya katılmadan önce alkolikti.
Arkadaşlarının söylediklerine göre, Holdbrooks, anne ve babası gibi esrarkeş olmamak için orduya katıldı. Huzur arıyordu. Evden ilk ayrılışında, sadece 8 günde tanıdığı bir kadınla evlendi. Dini inanışı az olduğundan, Guantanamo'daki tutukluların dine bağlılıklarını görerek şaşırdı.
Holdbrooks, "Amerikalıların çoğu Tanrıyı bıraktı. ancak (Guantanamo hapishanesinde) burada bile ibadetlerini bırakmıyorlardı." dedi.
Erraşidi'nin tutuklanması Holdbrooks'a şaşırtıcı geldi. Faslı tutuklu İngiltere'de yaklaşık 18 yıl şef (aşçı) olarak çalışmış ve akıcı İngilizce konuşuyor. Eylül 2001 sonlarında bir işle oğlunun ameliyat parasını ödeyebilmek için Pakistan'a gitmiş. Afganistan'a geçtiğinde, Kuzey İttifakı tarafından yakalanıp Amerikan askerlerine 5 bin dolara satılmış. Guantanamo'da Erraşidi, El Kaide eğitim kampına katılmakla suçlanıyor. Ancak 2007'de London Times gazetesinin bir araştırma haberi, serbest bırakılmasına yardımcı oluyor.
Guantanamo hapishanesinde, Erraşidi ön plana çıkıyor. Newsweek'e yazdığı mektubunda, "İngilizce konuşabildiğimden, hep askerlerin gözü önünde idim. Guantanamo'daki bir Amerikalı albay, General lakabını taktı ve işbirliği yapmamam halinde generallerin incineceğini söyledi." dedi.
Erraşidi, Amerikalılarla işbirliği teklifini kabul etmediği için 23 gün işkence görmüş. Uykusuzluk, çok soğukta bırakma, zor pozisyonlarda kelepçelenmek işkencelerden bazıları.
Erraşidi, "Hep askerlerin illegal iş yaptıklarını düşündüm ve sessiz kalmaya niyetim yoktu. Faslı tutuklu, tutukluluğunun beş yılından dördünü cezalandırma bloğunda geçirmiş. Burada tutuklular havalandırma, kütüphane ve seccade gibi imkanlardan mahrum bırakılmış.
Şu anda 25 yaşında olan Holdbrooks, içkiyi 3 ay önce bıraktı. Phoenix Üniversitesi yakınlarındaki Tempe İslam Merkezi'nde düzenli beş vakit namazını kılmaya başladı.
Dünya Bülteni / Haber Merkezi
http://www.dunyabulteni.net/index.php?aType=haberArchive&ArticleID=71607
http://www.dunyabulteni.net/index.php?aType=haberArchive&ArticleID=71607
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder