6 Ağustos 2017 Pazar

SANATÇI KİBARİYE'DEN HAC GÜNLÜĞÜ



SANATÇI KİBARİYE'DEN HAC GÜNLÜĞÜ

Şarkıcı Kibariye, Hac boyunca görüşme yapmak isteyen meslektaşlarımıza "Affedin beni" demiş. "Yanlış anlaşılırım, reklam yapıyor derler" diye de eklemiş ki kalpleri kırılmasın.

Ben son günlere doğru Medine'de, Hilton Otel'de rastladım Kiboşa. Baktım lobide, kafile arkadaşlarının arasında oturup çayını yudumluyor gidip "ce- eee" yaptım ansızın. Tepkisi tam da beklediğim gibiydi:

- Amanııın Savaş Abim gelmiiiiş!..

- Bağırma kız oteli kaldırdın ayağa.

- Ay çok sevindim Savaş Abicim kurban olayım sana.
Hoş geldin.

- Hac'cın mübarek olsun çok sevindim.

- Sağol canım abiiim. Otur çay iç, kahve iç, karnın aç mı, soğuk su içer misin, tatlı da var yer misin, dur şurada kurabiye olacaktı.

- Çerçi gibi mallarını sayma, dur hele bir soluklanayım deli kızım benim.

Yüzen mi gezen mi

- Ay abi Şükran ablamda mı geldi yoksa? Ay onu da getireydin beeee, ah ne güzel olurdu valla yaaa.

- Seneye getiririm kısmetse. Anlat bakalım nasıl geçti?

- Süper abi süper. Hani ne derler hayatın içinde yüzen mi gezen mi?
- !!!!!!!

- İşte bu da öyle. Allah'ım çağırdı ben de geldim bu kadar basit. Nasıl namaz kılmak farz burası da öyle. İmkanın varsa geleceksin diyor Mevla'm, kısmet oldu geldik çok mutluyuz.

Delikanlı gibi

- Kabe'yi ilk gördüğünde çok duygulandın mı?

- Ben daha önce umre yapmıştım biliyorsun. O zaman ilk görmüştüm çok etkilenmiştim. Bu defa da çok ağladım ama.

Girerken ağladım, tavaf dönerken, çıkarken ağladım hep.
Anacığımın selamını getirmiştim kutsal topraklara. Arafat'ta çok çok hislendim. O kadar kalabalık, o yaşlı hacılarımızın; Allah sevgisiyle delikanlı gibi, genç kız gibi tırmanması, kilometrelerce yürümesi mucize işte, Allah'ımın mucizesi. Herkese, bütün sanatçı kardeşlerime, dostlarıma da tavsiye ediyorum. İnşallah onlara da kısmet olsun, gelsinler.

3 günlük dünya be. Gelsinler de acuk değişsinler, görsünler nasıl rahatlıyor huzur buluyor insan.

- Alışverişte görmüşler seni neler aldın?

- Aldık ufak tefek bir şeyler abi.

Bu kutsal yerlerden ne alınır?

Hurmalar, tesbihler, seccade, Zemzem fala. Ah bak bir de kızıma ne aldım.

- Ne aldın?

- Bak bebek aldım. Tesettürlü Barbi bu. Kapalı başı maşı. Bak buna böyle kalbine bastırınca dua okuyor. Dua bu dinlediğin, bak yanaştır kulağını.

- İyi etmişsin.

- Dur hele abi. Çevir bana Şükran annemin telefonunu da konuşayım onunla. Diyeyim "Getirsin seni Savaş Abi seneye Hac'ca Şükran annem" diyeyim. Çevir hadi.

Topbaş'ın kızı Kübra

Bir başka sürpriz rastlaşma da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın kızı

Kübra Kavurmacı'yla oldu.

Medine İntercontinantal de karşılaştım onunla da.
Kafile yoldaşları arasında İzmir Valisi Cahit Kıraç, Bursa Valisi Şahabettin Harput ve eşleriyle, Memorial Hastanesi Sahibi Turgut Aydın vardı ilk gözüme çarpan. Eşi Aydınlı gruba bağlı Cacharel, U.S Polo, Piere Cardin ve Becon'ın Türkiye temsilcisi olan Ömer Faruk Kavurmacı'ydı.

Ona da bakındım ama göremeyince Kübra Hanımla merhabalaştım.

Onu herkes gibi daha çok, "tesettür mağazalarındaki kıyafetler, ağır modeller zevkime hitap etmiyor. Her kesime yönelik kıyafetler çizmeyi planlıyorum sözleriyle" tanıyordum ama önce başkan babadan söz ettim.

- Kübra kardeşim. Mekke'de hacılar hep babanızı, Kadir Başkanı andılar.

- Öyle mii, hayırdır niye?

- Şehrin karmaşasını, trafik gailesini, eksik gediğini gördükçe "Buraya Topbaş Başkan gerekir. Mekke'nin sıkışıklığını Kadir Başkan çözer" dediler.

- (gülerek) Ama babam İstanbul'a daha çok uzun zaman hizmet edecek inşallah.

- Nasıl hissettin Hac boyu?

- Muhteşem duygulardı. Hele Arafat zamanı milyonlarca kişinin Allah huzurunda, nereden geldiği, kim olduğu, işi, gücü, varlığı, şanı, şöhreti her bir şeyi eşitlendi ya işte orada doruğa çıktı duygularım.

- Keşke başkan babanız da geleydi.

- Keşke ama eşimin ailesiyle birlikteyiz. Buna da çok seviniyorum.

- Sizde de baba mesleği, mimarlık mühendislik var mıydı hatırlayamadım.

- Yok, ben farklı dallara gönül verdim. Bakırköy İmam Hatip Lisesi'nin ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Meslek Yüksekokulu'nu bitirdim. 1 yıl Zeytinburnu İmam Hatip'te İngilizce, bir yıl da Ensar Koleji'nde din bilgisi öğretmenliği yaptım. Şimdi anneliğin tadını çıkarıyorum. Oğlumu daha bebekken, boynumda kanguruya oturtup, göğsüme bastırarak tavaf yaptırmıştım. Bu yıl getirmedik ama çok özledim onu.

http://www.takvim.com.tr/yazarlar/savas_ay/2010/11/24/kibariyeden_hac_gunlugu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder