2 Ocak 2012 Pazartesi

GAZETECİ SERDAR TURGUT:"ARTIK ATEİST DEĞİLİM"




GAZETECİ SERDAR TURGUT:"ARTIK ATEİST DEĞİLİM"


Kuran okudum ve ben artık ateist değilim




Geçirdiği beyin kanamasına kadar ateist (Tanrı tanımaz) olduğunu belirten Akşam gazetesi Genel Yayın Müdürü Serdar Turgut, Almanya’daki hasta yatağında Kuran okuduğunu belirtti ve ekledi: Dindarlığımı destekleyen bilgi istiyorum. Duanın gücünü keşfettim.




Hidayete erdiler




En ünlü ateist İngiliz felsefeci Flew, 81′inde “Tanrı vardır” dedi. Dünya bunu tartışırken Serdar Turgut da “artık ateist değilim” dedi… İman yolunda huzur bulanlar arasında birçok ünlü isim de bulunuyor. Onlar inkârcı değildi ancak şimdi manevi yönden daha güçlüler.




Dünyanın en ünlü ateistlerinden İngiliz profesör Antony Flew’un 81 yaşında Allah’a inanmaya başladığını açıklamasından sonra şimdi de Türkiye’deki bir başka ünlü ateist, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut dine döndüğünü açıkladı. Turgut un bu açıklaması geniş yankı uyandırdı. İngiliz bilimadamı Flew’ün sözlerinin ardından, Serdar Turgut’un açıklamaları akıllara ateistken ya da dini inançları kuvvetli değilken maneviyata sarılan ünlüleri getiriyor. Müzikle uğraşırken bir anda yıldızı İslami çevrelerde parlamaya başlayan Engin Noyan, Türk müziğinin ünlü ismi Cem Karaca, mankenlerden Reha Yeprem ve Gülay Pınarbaşı manevi dünyalarında bu değişimi yaşayan ünlü isimler bazıları.








DUAYI KEŞFETTİ




Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle bir süre Almanya’da tedavi gördükten sonra yurda dönen Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut, gazeteci Nuriye Akman’ın sorularını yanıtlarken, artık ateist olmadığını açıkladı. Hastalığından sonra duanın gücünüve Tanrı’yı keşfettiğini söyleyen Turgut, hayatında ilk kez kurban kestiğini, beyin kanamasından sonra Almanya’da bulunduğu dönemde Kuran’ı Kerim okuduğunu söylüyor. Bu değişim sürecinden dolayı mutlu ve huzurlu olduğunun altını çizen Serdar Turgut, laik kesime ise kendi Tanrı’sını anlatabileceğini ifade ediyor. Verdiği röportajda dini anlamaya çalışmanın huzur verici olduğunu belirten Turgut, yürüyemediğini anladığı an içinde esen fırtınanın onu iç dünyasına döndürdüğünü ve manevi değerleri tanıttığını söylüyor.




ALGILAMA FARKI



Serdar Turgut, Allah’ın gücünü yanında hissettikten sonra artık herşeyi O’ndan istediğini gazete yaparken de adım atarken de Allah’ı andığını söylüyor. Röportaj sırasında sık sık gözyaşlarına boğulan Turgut, sol elinde hastalıktan dolayı biraz zayıflık olduğunu ve zamana ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Ateist olduğu dönemde de hiçbir inanana itiraz etmediğini ifade eden Turgut, din hakkında daha çok bilgi sahibi olmakistediğini belirtiyor. Dinci kesimle arasında bir duvar olabileceğini, dine bakışını toplumsal bir proje olarak görmediğini ifade eden Turgut, laiklerde spiritüel eksikliği olduğunu savunuyor. Turgut’a göre tuhaf şeylere inanma dine inanma ihtiyacının göstergesi. İnsanların dini inanç deyince eli tesbihli, sakallı adamlar ve örtünmüş kadınlar algıladıklarını söylüyor.




Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut, beyin kanaması geçirdikten sonra acılı bir süreç yaşadı. İyileşip işinin başına döndükten sonraki ilk röportaj bu. Onu, eskisinden daha içe dönük, duygusallığı zirvede, beden dili sakinleşmiş, sesinin tonu alçalmış, manevi değerlerini keşif yolculuğuna çıkmış buldum. Hayalperestliğini gizlemedi. Gücünü Şanso Panço bir ruhtan aldığını söyledi. Haber ağı zayıf bir gazeteyi sadece yazarlarıyla ayakta tutabileceğine inanıyor. Sağlığına tam anlamıyla kavuşmasını, dini konularda bilgilenme arzusunun sönmemesini ve mesleki hedeflerinde başarılı olmasını dilerim. Genel yayın yönetmeni olduğun gün, kader fişini çekti ve seni ölüm gerçeğiyle tanıştırdı. Bu olay iç dünyanda nasıl yankılandı? Bu hastalık kurtulduğun takdirde biraz sakatlık bırakıyor insanda. Yürüyemediğimi anladığım an, iç dünyamda gerçek bir fırtına esti. İçime döndüm ve manevi değerleri tanıdım diyebilirim rahatlıkla.




New York kitabında ateist olduğunu yazmıştın. Evet. Ateistim zannediyordum. Şu anda böyle oldum. Bunun nedeni de hastalığımdır. Çünkü çok korktum. Bir anda bir baktım, ne yürüyebiliyorum, ne kolumu kullanabiliyorum. Dehşet verici bir şey. Sonra aştık onları; ama bayağı güç bir süreçten geçtik. Dinin, dua etmenin bana çok yararı oldu. Tekrar düşündüm olayları. İçimde güç alacağım yerler aradım. Ve duanın gücünü keşfettim. Allah’tan yardım istedim. Şimdi her şeyi istiyorum O’ndan. Gazete yaparken de, adımımı atarken de. Kurban kestim hayatımda ilk kez. (Ağlıyor) Ve benim Salim Taşçı abim vardır Ankara’da. Kendisi hem dindar, hem Atatürkçü bir insandır. Dini çok güzel yaşar. O bana bir dua yazdı. Okuyorum ben. Kurban keserken de okudum. Şu anda sol elimde zayıflık var. Normale dönüş zaman istiyor. Biraz sabretmeyi bilmek gerekiyor. (Cebinden bir kağıt çıkarıyor. Bana veriyor. Okuyorum:) Allahım senin rızan için adadım bunu ben. Bir daha bize geçmişteki acılarımızı yaşatma. Kötü gün gösterme. Hayır da senden, şer de senden. Bizleri de dostlarının arasına al. Bizleri koru, aileme kötü günler yaşatma. Sabır Allah’ım. Bu güzel bir şey. Herkes niye itiraz eder anlamam. Buna senin de itiraz ettiğin günler oldu yaşamında. Çok yanlış. Yalnız ben hiçbir inanan insana itiraz etmedim. En çılgın yazıları yazdığım anda bile “Arkadaş ben böyleyim, sizin yaptığınıza da saygı duyuyorum.” demişimdir. Beyin kanamasından sonra, Almanya’dayken Kur’an-ı Kerim’i okudum. Diğer kitapları okumadım. Fakat onlar hakkında yazılmış kitapları okuyorum. Kendi dindarlığımı destekleyecek bilgi istiyorum. Şöyle dindar olamam ben. Ah işte büyük bir güç var. Ona inanırsan her şey yolunda gidecek. Böyle değil. Daha çok bilgilenmem lazım din hakkında. Onu yapıyorum şimdi. Gayet de mutluyum bu süreçten. Bir yazında da “dinciler diye bir kategori oluşturuldu. Hayatımın önemli bir bölümünü bu söyleme inanmakla harcadım.” diye yazmıştın. Bu kategorize edilen “dincileri” anlama, yansıtma adına gazetende neler yapacaksın? Valla dinci kesimle aramda bir duvar olması ihtimali büyük. Bu benim dindar olmamla bağlantılı değil. Çünkü ben kendi dine bakışımı toplumsal bir proje olarak görmüyorum. Çok içe yönelik bir şey bu. Onların da öyle olmadığını iddia etmiyorum; ama siyasi proje olarak sunulmasını sevmiyorum. Ama “dinciler” diye bir kategorinin yalan olduğunu yazdığına göre, bu yalanı gazetende ortaya koyacak ne yapacaksın? Mesela biz bu başörtüsü meselesini, ağzımıza pelesenk edip, bu işle uğraşmayacağız. Onu bireysel bir özgürlük ve kadının içe dönüşü olarak göreceğiz. Laik kesimi de melezleşmeye çağırmıştın... Laik kesime kendi Tanrımı anlatabileceğimi zannediyorum. Çünkü laik kesimde spiritüel eksikliği var. Ve onu dolduramıyorlar. Tuhaf şeylere inanışlar dine inanma ihtiyacının göstergesi. Bunun modern insanın kaçınamayacağı bir şey olduğunu görmeleri lazım. Dini inanış deyince başka şeyler düşünmeye başlıyorlar. Eli tespihli, sakallı adam, karıları örtülmüş... Öyle değildir işte.


Eklenme Tarihi: 02-01-2005 - Güncelleme: 25-10-2015 

http://www.internethaber.com/turgut-artik-ateist-degil-1102587h.htm

http://arsiv.sabah.com.tr/2005/01/03/gnd111.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder