11 Kasım 2019 Pazartesi

Şehidin babasından etkilenen Alman turist İslam'ı seçti.


Şehidin babasından etkilenen Alman turist İslam'ı seçti.

İzmir'in Selçuk ilçesinde imamlık yapan şehit babası İbrahim Taşdemir, Alman turist Margarette Müller'in İslamiyeti seçmesinde etkili oldu. Margarette Müller, Müslüman olduktan sonra 'Melek' adını aldı.

2017 yılında şehit olan özel harekat polisi oğlu Ahmet Alp Taşdemir'in cenaze namazını kıldırarak tüm Türkiye'yi duygulandıran imam İbrahi
m Aydemir, bir kez daha gönülleri fethetti. Kuşadası'ndan yaşayan Alman turist Margarette Müller, şehidin imam babası İbrahim Taşdemir'den etkilenerek Müslüman oldu. Müller, İslamiyet'i seçmesinin ardından 'Melek' adını aldı.Selçuk İsabey Camisi'nde imamlık yapan İbrahim Taşdemir, Alman turistin kendisinden etkilenerek İslamiyet'i seçmesinden dolayı çok mutlu olduğunu belirtti.

Alman turistin İslamiyet'i seçmesinde Diyanet İşleri Başkanlığının dağıttığı yabancı dillerdeki kitapların katkısından bahseden Taşdemir, Diyanet İşleri Başkanlığına teşekkürlerini iletti. Taşdemir, "Kendisi ilçemizi ziyaret ettiğinde camimize uğramıştı. 

Kur'an-ı Kerim verdik ve hanımefendi kitabımızı araştırmış. Etkilenip Müslüman olmaya karar vermiş. Bize müracaat etti ve İngilizce, Arapça ve Türkçe olarak üç dilde kelime-i şehadet getirdi. 'Aramıza hoş geldin' dedik. Hristiyanlar tarafından kutsal olan ve sıkça ziyaret edilen Selçuk ilçemizde böylesine güzel bir olaya şahitlik edebildiğim, vesile olabildiğim için çok duygulandım" sözlerine yer verdi.İHA 

https://www.haberturk.com/izmir-haberleri/73282072-sehidin-babasindan-etkilenen-alman-turist-islami-sectisehidin-imam-babasi-vesile-oldu-alman

10 Kasım 2019 Pazar

Sosyetenin ünlü simalarından Aslı Şen, Umre ziyareti yaptı


Sosyetenin ünlü simalarından Aslı Şen, Umre ziyareti yaptı 

Kutsal topraklardan fotoğraflarını paylaşan Şen, "Bebek'te yürüyüş yaparken rahatsız olduğunuz Araplara benzemişsiniz" yorumunu yapan takipçiye verdiği cevapla dikkat çekti.A+A-

Youtuber ve sosyete dünyasında isim yapmış olan Aslı Şen, Umre ziyareti için kutsal toprakların yolunu tuttu. Kutsal ziyaretten tesettürlü fotoğraflarını paylaş
an Şen, "Bambaşka duygularla dönüyoruz. Allah isteyen herkese nasip etsin!" notunu düştü. Çoğunlukla güzel yorumlar alan ünlü isim, gelen bazı olumsuz yorumlara ise cevap vermekten kaçınmadı.

"ARAPLARA BENZEMİŞSİN"

Takipçileri tarafından tesettürlü fotoğraflarına iltifat alan Şen, bir takipçisinin " Allah kabul etsin. Yazın Bebek'te yürüyüş yaparken rahatsız olduğunuz Araplara benzemişsiniz" yorumuna " Evet Arapların yerlere çöp atmasından, deniz kenarına sofralar kurmalarından rahatsız oldum. Kapanmasından veya görüntülerinden değil" sözleriyle cevap verdi.

"NEYSEM O ŞEKİLDE DEVAM EDECEĞİM"

Şen bir başka takipçisinin "Bundan sonra makyaj yapmak açık giyinmek yok. Dünya işlerinden eliniz çekmelisiniz ki gittiğinize değsin" yorumuna "Neysem o şekilde devam edeceğim inşallah" ifadeleriyle karşılık verdi.

"BELKİ BİR TAKİPÇİME VESİLE OLURUM"


Umre fotoğraflarını büyük keyifle paylaştığını dile getirenAslı Şen, güzel mesaj atan takipçilerine teşekkür ederek "Bana çok iyi geldi, belki bir takipçime vesile olurum, hatırlatırım ona da benim kadar iyi gelir. Oradayken değil ama döndükten sonra paylaşmaktan çok keyif aldım" dedi. Kaynak: 'Araplara benzemişsin' yorumunu yapanlara sert çıktı! 


https://www.olay.com.tr/araplara-benzemissin-yorumunu-yapanlara-sert-cikti-214611h.htm?utm_referrer=https%3A%2F%2Fzen.yandex.com

10 Ekim 2019 Perşembe

DEĞİŞİK CAPSELER



Katolik rahibeydi İslam'ın kusurlarını bulmak için Kur'an'ı açınca olan oldu.



Katolik rahibeydi İslam'ın kusurlarını bulmak için Kur'an'ı açınca olan oldu. 

İbretlik bir hayat hikayesi

Endonezya'da dindar bir Katolik ailede büyüyen ve rahibe olmak için iyi bir eğitim alan Irena Handono, 1983 yılında İslam'la şereflendi ve Müslüman oldu. Handono'nun ağzından İslam'a dönüş hikayesi şöyle:

“KATOLİK BİR AİLEDE BÜYÜDÜM”


Endonezya'da dindar bir Katolik ailede büyüdüm. Çok ayrıcalıklıydım. Ailem zengindi ve iyi bir eğitim aldım. Bizim için Hıristiyan olmak, Müslüman olan Endonezya'nın çoğunluğundan farklı olduğumuz anlamına geliyordu. Zengin, eğitimli ve iyi ayakkabılar giydik. Müslümanların fakir, eğitimsiz ve inançlarını caminin önünde çaldıklarına inandık. Sadece bir Katolik rahibe olma çalışmalarım sırasında, bu çok sığ görüşü sorgulamaya geldim.

“HAYATIMI, TANRI'YA TAHSİS ETMEK İSTEDİM”

Çok erken yaşlardan itibaren dini dersler aldım. Ve bir genç olarak yerel kilisemizdeki birçok etkinliğe aktif olarak katıldım. Her zaman rahibe olma isteği duyduğumu hatırlıyorum. Bir Katolik olarak, bu dünyasal yaşamı bir manastırda yaşamaya bırakmak, yapılacak en asil şeydir. Hayatımı sadece Tanrı'ya adamak istedim. Liseyi bitirdikten sonra, Tanrı'nın çağrısını takip ettim ve bir Katolik seminerine katılmaya karar verdim.

“KARŞILAŞTIRMALI DİN OKUDUM”

Ailem kararım konusunda çok şaşırdı. Ben beş kardeşin tek kızıyım. Ve beni onlara yakın tutmayı umdular. Ancak kararlılığımı gördüklerinde rahibe olma isteğimi desteklediler. Çırak olarak hayatım zorluk çekmeden başladı. Manastırın dışında özel eğitim için bile seçildim. Orada felsefi teoloji enstitüsünde karşılaştırmalı din okudum. İslamolojiye odaklanmayı seçtim. Bu, dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesinde doğmuş olmanın yanı sıra, İslam'ı ilk öğrendiğim zamandı.Burada, aynı zamanda toplumumda bulunan Müslümanlar için de aynı önyargıları tanıdım. Zavallı, eğitimsiz, medeniyetsiz. Sadece 20 yaşında olduğum için bunu kabul edemedim. Kendi araştırmamı yaptım.

“AMACIM İSLAM'IN KUSURLARINI HATALARINI BULMAKTI”

Çoğunlukla Müslüman olmayan ülkeler hakkında çalıştım. Ve diğer ülkelerin Endonezya'da karşılaştığımız gibi yoksulluk ve eğitim konusunda benzer problemleri olduğunu öğrendim. Hindistan, Çin, Filipinler, İtalya, birçok Güney Amerika ülkesine eğitim görevlisi olarak gittim ve din konusunda bilgiler sundum. Bağlı olduğumuz en yüksek Katolik yönetiminden bana İslam hakkında çalışmama izin vermesini istedim. Bana izin verdi. Ancak İslam'ı incelemek amacım, İslam'ın kusurlarını, hatalarını ve zayıflıklarını bulmaktı.

“KUR'ANLA İLK KARŞILAŞMAM… İHLAS SÜRESİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ”

Görevime başladım. Kur'an'ı aldım ve niyetim İslam aleyhine kullanabileceğim her şeyi bulmaktı. Böylece Kur'an'ı çeviri ile açtım ve okumaya başladım. Ancak çok daha sonra Kur'an'ın sağdan sola okunması gerektiğini biliyordum. Ancak, başka bir kitap gibi açtım ve İhlas Suresi'ni okudum:Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla1. De ki: "O, Allah'tır, bir tektir."2. ”Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)"3. O'ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir)."4. ”Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir."Bu bölüm beni çok şaşırttı. Kalbim, Tanrı'nın Bir olduğunu kabul etti. Tanrı'nın çocuğu yoktur ve yaratılmamıştır ve hiçbir şey O'na benzemez.

“TANRI VE ÜÇLÜ KAVRAMINI SORGULAMAK”

İhlas bölümünü ilk okuduktan sonra, ona Tanrı'nın gerçeği hakkında soru sormak için papaza gittim. Ona henüz tam olarak anlamadığımı söyledim. Tanrı aynı anda nasıl bir ve üç olabilir? Bana Tanrı'nın gerçekten Bir olduğunu ancak üç tezahürü veya kişiliği olduğunu söyledi. Tanrı, baba, Tanrı, oğul ve Tanrı, kutsal ruhtur. Buna Trintity denir.Ben sadece açıklamasını kabul ettim. Fakat geceleri, bir şey beni yine İhlas bölümünü okumam için zorladı: Tanrı Bir, O olmuyor, doğmuyor.Ertesi sabah tekrar öğretmenime gittim. Ona Trinity'yi anlamakta zorluk çektiğimi söyledim. Kurula gitti ve bir üçgen çizdi ve şunu yazdı: AB = BC = CA. Üçgenin bir olduğunu ancak üç tarafı olduğunu açıkladı. Aynısı Tanrı ve üçlü kavram için de geçerlidir.

“GECELERİ KURAN'A GERİ DÖNDÜM”

Durum buysa, ben üçgenin mantığına devam ettim, bir gün Tanrı dört tarafı olan bir dikdörtgen olabilir. Öğretim üyesi bunun mümkün olmadığını savundu. Neden diye sordum. Sabırsız oldu. Sadece imkansız, dedi. Sorgulamaya devam ettim. Sonra hocamız, anlamadığım halde, bu üçlü doğmayı kabul etmem gerektiğini söyledi: "Sadece kabul et. Sindirmeye çalış. Eğer onu sorgularsan, günah işlemişsin.”Onu sindiremedim. Kabul edemedim. Geceleri Kur'an'a geri döndüm ve İhlas bölümünü okudum. İçindeki bir şey sadece kalbimi çekti. Çok açıktı: Tanrı Bir. Her şey O'na muhtaçtır. Doğmaz. Hiçbir şey O'na benzemez.Kendi araştırmam sayesinde, Trinity fikrinin tümünün insan yapımı olduğunu anladım. Nizea fikir birliği sırasında Mesih'ten sonra 325 yılında Tanrı birliğinin üçe bölünmesiyle yaşandı. Bu gerçek benim Katolik kimliğime çok acı veren bir ayrılık bıraktı. Hiçbir şey artık eskisi gibi değildi.

“BENİM TEK SIĞINAĞIM ALLAH”

Müslüman olma ve açıkça yeni inancımı ilan etme cesaretini bulana kadar altı yıl daha sürdü. Müslüman olmak istediğimde, din alimi sonuçlara katlanmak için hazır olup olmadığımı sordu. “Dönüştürmek kolay” dedi “Ancak dönüşümün sonuçlarıyla birlikte yaşamak hayat boyu sürecek bir zorluk olabilir.”Ben de hazırlandım. Kendimi kurtarmak ve ruhumu kurtarmak zorunda kaldım. Yanlış dogmalar kabullenerek yaşamaya geri dönemedim. Dönüşümüm ile ailemi kaybettim. Servetimi kaybettim. Ve yalnızdım. Kolay değildi ama Allah hep benimle birlikteydi. O benim sığınağımdı. Benim tek sığınağım.

“HAYATIM SAHTE DOKTİRİNLERE VE DOĞMALARA DEĞİL ALLAH'A ADANMIŞTI”


Yeni bir Müslüman olarak sorumluluklarımı biliyordum. Günlük 5 vakit namazıma ve Ramazan ayında oruç tutmaya başladım. Başımı örttüm. Daha önce olduğu gibi, hayatım sahte doktrinlere ve dogmalara değil Allah'a adanmıştı. Manastırı terk ettim ama dindar bir Müslüman kadın olarak tüm hayatımın Allah'a adandığını öğrendim. Allah'a yakın olmak için bu dünyasal yaşamdan ayrılmak zorunda değilim. Yaptığım her şey Allah için. Hayatım Allah içindir. Elhamdulillah.Timetürk Kaynak: Katolik rahibeydi İslam'ın kusurlarını bulmak için Kur'an'ı açınca olan oldu 


https://www.risalehaber.com/katolik-rahibeydi-islamin-kusurlarini-bulmak-icin-kurani-acinca-olan-oldu-362775h.htm

7 Ekim 2019 Pazartesi

Karanlık sokaklardan âlimliğe: İmam Zeyd Şakir


Karanlık sokaklardan âlimliğe: İmam Zeyd Şakir

İmam Zeyd Şakir, yalnızca Amerika'da değil, bütün dünyada sohbetleri dinlenen ve vaazları takip edilen bir âlim. 

İmam Zeyd Şakir 1956 doğumlu. Ailesi Afrika, İrlanda ve Kızılderili asıllı. Sivil aktivizm çalışmaları, İslamofobi ve ırkçılığa karşı yaptığı mücadeleyle ön plana çıkan İmam Zeyd Şakir, yalnızca Amerika'da değil, bütün dünyada sohbetleri
 dinlenen ve vaazları takip edilen bir âlim.

Siyahilerin tarihi ayı (Black History Month), Malcolm X’i anma günleri programlarında ismini görebileceğiniz gibi mültecilere yönelik yardım kampanyaları, uyuşturucuya karşı mücadele, gençlere yönelik düzenlenen kamplar ve bir çok STK çalışmalarında doğrudan sahada olduğuna şahit olursunuz. “Nelson Mandela’dan Müslümanların öğrenmesi gerekenler” temalı bir programın posterine internette denk geldiyseniz muhtemelen İmam Zeyd Şakir tarafından düzenlenmiştir.

Amerika’nın etkin imamlarından olan İmam Zeyd Şakir, meşhur Zeytuna Üniversitesi'nin (eski ismiyle Zeytuna Enstitüsü) hocalarından birisi. Tek başına ayrı bir yazının konusu olması gereken Zeytuna Üniversitesi, 1996’da Hamza Yusuf ve Hişam Alalusi tarafından ABD-Kaliforniya’da kuruldu. Uzun yıllar Arapça dersleri ve İslami ilimler kursları veren enstitü, son yıllarda akredite olduktan sonra üniversite olarak hizmet vermeye başladı. 2009 yılında üniversite statüsüne geçen enstitü, bünyesine İmam Zeyd Şakir’i de alarak “İslam hukuku ve teolojisi” lisans programı vermeye başladı. Yazın kendi kadrosu ve Avrupa’daki saygın âlimlerle birlikte yoğunlaştırılmış İslami ilimler dersleri vermek üzere öğrencilerle birlikte İslam topraklarına gidiyorlar. Medine, Fas, Ürdün, Mısır gibi ülkelerde verilen dersler son iki yıldır İstanbul ve Konya’da yapılıyor. Rihle programları olarak bilinen bu programlara İmam Zeyd Şakir de katılıyor. Öğrenci profilleri çok değişken. Her yaştan öğrencisi olan okul, gençler kadar, yaşı ilerlemiş ama ilim için geç değil diyen yaşlılarımıza da öğrenciliği tattırıyor. İmam Zeyd Şakir, bu üniversitenin ve programların ortak kurucularından birisi.

“Bu hakikatle keşke 20 yıl daha erken tanışsaymışım diyorum”

İmam Zeyd Şakir, Müslüman bir ailede dünyaya gelmedi. Kendisi mühtedi İslam âlimlerinden birisi. 1977 yılında Müslüman oldu. O sırada ABD hava kuvvetlerinde görev yapıyordu. İslam’ı kabul etme sürecini şu kelimelerle anlatıyor: “Hakikati ararken İslam’ı buldum. Yaşadığım bölgedeki şartlar ve lise hayatım bir çok toplumsal sorunla karşılaşmama sebep oldu. Annem tek başına yedi çocuk büyütmeye çalışıyordu. Paramız da yoktu. Bu yüzden açlık sınırında olan ailelere verilen evlerin olduğu bir mahallede büyüdüm. Toplumsal hastalıkların her türüne şahit oldum. Bu problemlerin hepsinin bir çözüm programı olmalı, bunlar için birisinin koyduğu kurallar silsilesi olmalı diyordum. Bir yandan bu problemlere çözüm arayışındaydım. Diğer yandan ise Allah, hakikat ve hayat ile ilgili temel sorularım vardı. Bunlara cevaplar arıyordum. Allah’ın takdiriyle birçok dini öğrenmeye gayret ettim. Bir dönem komünizm ve ateizmle boğuşup durdum. Aradığımı bulamadım. Ama en son İslam ile tanıştım ve ruhum huzura erdi. Subhanallah!

İslam’ı öğrendikçe kafamdaki tüm soruların cevaplarını buldum. Toplumsal reform, Yaratan kim, yaratılan kim, ikisi arasındaki ilişki nedir, nasıl muhafaza edilmelidir... Peki ben nasıl ibadet edeceğim diye sorarken, Peygamber efendimizi (Sav) ve onun sünnetini tanıdım. Sonunda Müslüman oldum. Bu hakikatle keşke 20 yıl daha erken tanışsaymışım diyorum.”

Mescid El-İslam’ın kurulmasına vesile oldu

1980’ler, büyük gruplar halinde Afrika asıllı Amerikalıların İslam’ı kabul ettiği yıllardı. Suudi Arabistan bu gelişmeleri yakından takip ediyordu ve 1980’lerde Suud üniversiteleri siyahi Müslümanlara İslam’ı öğrenmeleri için cömert üniversite bursları veriyordu. Bazı kaynaklar, ABD’nin, reformist ve devrimsel bir ruhla İslam’ı kabul eden Müslüman siyahilerden ürktüğünü ve bu yüzden bu Müslümanları Selefi İslam akımına kanalize etmek istediğini savunmaktadır. Bu iddia gerçeğe yakın. Zira Amerika’da selefi İslam’ın yayılması aynı yıllara denk geliyor. İmam Zeyd Şakir de Medine Üniversitesi'nden bu bursu alan öğrencilerden birisi olacaktı. Yalnız bursun gecikmesi ve Mısır’daki Arapça programına çoktan başlamış olması, onu Suudi Arabistan’a gitme fikrinden vazgeçirdi. İmam Zeyd Şakir kurşunu milimle kaçıran öğrencilerden oluyor.

Kahire’de bir yıl Arapça öğrendikten sonra Connecticut’a yerleşen İmam Zeyd Şakir, burada sivil aktivizm çalışmalarına devam etti. Mescid El-İslam’ın kurulmasına vesile oldu. Bu mescitte uyuşturucu alışkanlığı olan gençleri toplumsal hayata geri kazandırmak için onlarla çalışmalar yaptı. Bir yandan akademik çalışmalarına devam etti ve Southern Connecticut State Üniversitesi'nde siyaset bilimi dersleri verdi.

Her yaz İstanbul ve Konya’ya geliyor

İmam Zeyd Şakir’in hayatının kırılma noktası Suriye’deki eğitim dönemi oldu. Geleneksel İslami çalışmaları yapmak için Suriye’ye gitmeye karar verdi. Suriye’de yedi yıl boyunca İslam çalışmaları yaptı. Tasavvufa ve maneviyata olan ilgisi bu dönemde başladı. Suriye’den sonra ise Fas’a gitti. Yoğun Arapça, İslam hukuku, Kur'an çalışmaları yaptı. Fas’taki şeyhler vesilesiyle manevi bir terbiye de aldı. 2003 yılında Kaliforniya’ya taşındı ve Zaytuna Enstitüsü'nde devamlı bir âlim olarak eğitim vermeye başladı. Arapça, İslam hukuku, tarih ve tasavvuf dersleri vermeye başladı. Bu dersler için yeni bir eğitim programının ihtiyacını hisseden İmam Zeyd Şakir, İslami ilimlerin öğretiminde yeni bir pilot program geliştirdi. Geleneksel ve güncel İslami ilimlerin harmanlanarak hazırlandığı bu programı Zeytuna Üniversitesi’nde uyguladı.

İmam Zeyd Şakir 500 en etkili Müslüman listesinde bulunmaktadır. Zaytuna Üniversitesi'nin düzenlediği Rihle programları çerçevesinde 20 günlük yoğunlaştırılmış İslami eğitim programı vermek üzere her yaz İstanbul ve Konya’ya gelmektedir.

İmam Zeyd Şakir’i tanımak için konuşmalarından bazı kesitler

“Müslümanlar, Amerika toprakları Amerika olmadan buradalardı. Bizim Müslümanlar olarak buradaki hikayemiz 20. yüzyılda bu topraklara gelen Suriyeliler, Yemenliler ve Arnavutlar ile başlamadı. Bu hikaye cesur Afrikalı Müslüman kölelerin kan ve ter ile bu ülkeyi inşa etmesiyle başladı. Onların kavgaları bizim kavgamızdır. Bizim mücadelemiz yalnızca onlarınkinin devamıdır.

Irkçı ve beyaz-merkezci politikayla olan mücadelede toplumsal vicdanı sağlayacak inanç yalnızca İslam’dır.”

“Bugün içinde bulunduğumuz Müslüman toplumda entelektüel, eğitimli ve evlilik için kariyerine gerekli zamanlarda ara verebilecek birçok Müslüman hanım var. Müslüman erkekler, evlilik mevzu bahis olunca, bu Müslüman hanımlara itibar etmiyor. Bu yüzden yetenek, güzellik, olgunluk ve dinamizme sahip birçok Müslüman hanım, Müslüman erkeklerin narin ve ürkek 'gerçek Müslüman kadın' arayışı esnasında eleniyor. Bu, İslam toplumu için tam bir fecaat! Kendimize sormamız gereken sorular var. 'Peygamberin öğrettiği model bu muydu? Neden Peygamber (sav) güçlü, kararlı ve hür kadınlarla evlendi?' ” (http://www.emel.com/article?id=71&a_id=1964)

“(Amerika’da Müslüman hanımlara yapılan sözlü taciz olaylarına ithafen) Yaşadığımız bu zor günlerde gayrimüslim kadınlarından bir kısmı dahi tesettürlü kardeşlerimize destek olmak için sokaklarda başörtüsü takıyorlar. Müslüman hanımlara gayrimüslim hanımlar bu desteği verirken, Müslüman erkeklerin daha fazla sorumluluk alması gerekmez mi?”

Not: Bu yazının hazırlanması esnasında Walaa Quisay’ın doktora araştırmasından faydalanılmıştır. Walaa Quisay, Batı’daki İslami oluşumlar ve Zaytuna Üniversitesi'nin öğretileri üzerine Oxford Üniversitesi Doğu Çalışmaları bölümünde doktora çalışması yapmaktadır.

Ayşenur Gökşen Aydın yazdı

https://www.dunyabizim.com/portre/karanlik-sokaklardan-limlige-imam-zeyd-sakir-h22723.html

20 Temmuz 2019 Cumartesi

61 yaşındaki papaz müslüman oldu


61 yaşındaki papaz müslüman oldu

Kenya'nın Homabay vilayetinde bir papaz, 61 yaşında Müslüman oldu. İsmail adını alan papaz, Türkiye'de aldığı dini eğitimden sonra beraberinde kendilerine İslamiyet'i anlatacak bir Türk ile köyüne döndü

Kenya'nın Homabay vilayetinde bir papaz, 61 yaşında Müslüman oldu. İsmail adını alan papaz, Türkiye'de aldığı dini eğitimden sonra beraberinde kendilerine İslamiyet'i anlatacak bir Türk ile köyüne döndü.
Homabay vilayetinin Niyal Gosi köyü kilisesinde papaz olan 61 yaşındaki Charles Okuany, uzun bir sorgulama dönemi yaşadı. Bir süre ülkesindeki Hristiyanlarla Müslümanların hayatını karşılaştıran Okuany, Müslüman olmaya karar verdi. Okuany, "Araştırmalarım sonucu Müslüman olmaya karar verdim fakat bir sorun vardı. 60'ını geçmiş birisinin din değiştirmesi çevresi tarafından kolaylıkla kabullenilecek bir şey değil; bir de bu kişi bir papaz ise. Hem bunları aşsam bile bu yaştan sonra İslam'ı nasıl öğrenecektim? Bir süre bunları ölçüp tarttım ve asıl olanın hakikat olduğuna karar verdim. Her şey çok zor olacaktı ama hakikat için değerdi" dedi.
"Düşüncelerimi anlattığım yaklaşık 50 kişi İslamiyet'i seçti"
Müslüman olduktan sonra İsmail adını alan Okuany, arkadaşları tarafından dışlandığını ve ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını anlattı. Herkesin kendisindeki değişimi merak ettiğini söyleyen Okuany, "Düşüncelerimi anlattığım yaklaşık 50 kişi İslamiyet'i seçti. Ulusal televizyon kanalları gelip röportajlar yapınca birçok kişi İslamiyet hakkında arayışa girişti. Böyle bir şeye vesile olmak beni ayrıca mutlu etti. Sayımız artınca köyümüzün merkezine bir de cami yaptırdık" şeklinde konuştu.

İsmail Okuany'ın Müslümanlığı seçtikten sonra İslamiyet'i öğrenme konusunda sıkıntılar yaşadığını anlatan Hayrat Vakfı gönüllülerinden Enes Sağcan, "İsmail amcamız Müslüman olmuştu fakat nasıl ibadet edeceğini, dinin temellerine dair şeyleri bilmiyordu. Bir vesileyle vakfımıza ulaştı. Vakfımız aracılığıyla Türkiye'nin İstanbul, Konya, Isparta, Bursa ve Sivas gibi illerini gezerek fıkıh ve Kuran'a dair dersler aldı. Köyüne dönme zamanı gelince de yanında bir Müslüman istedi. Vakfımız da bunun için beni görevlendirdi. Ben de İsmail amca ile Niyal Gosi köyüne geldim. Burada yeni Müslüman olanlara Kur'an dersleri veriyorum. Hamd olsun bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla iki kişinin daha Müslüman olmasına vesile olduk" dedi.

https://www.memurlar.net/haber/843061/61-yasindaki-papaz-musluman-oldu.html?utm_referrer=https%3A%2F%2Fzen.yandex.com

6 Şubat 2019 Çarşamba

Dünyanın en pahalı futbolcusu Pogba'dan Umre ziyareti


Dünyanın en pahalı futbolcusu Pogba'dan Umre ziyareti

Dünyanın en pahalı futbolcusu Paul Pogba Ramazan ayının başlangıcı nedeniyle Umre ziyaretini gerçekleştirdi.

Fransız oyuncu Pogba, pazar günü Mekke'deyken sosyal medyada bir fotoğrafını paylaşarak "hayatımda gördüğüm en güzel şey" dedi.


Pogba ayrıca Twitter'da takipçilerinin Ramazan ayını kutladı.

Geçen yaz Juventus'tan Manchester United'a 102 milyon euroya transfer olmasının ardından 24 yaşındaki Pogba, en pahalı futbolcu olarak tarihe geçmişti.

Manchester United geçen hafta Stockholm'de oynanan Avrupa Ligi finalinde Ajax'ı 2 - 0 yenerek kupanın sahibi olmuş, Pogba da takımının ilk golünü atarak, karşılaşmada önemli rol oynamıştı.

Sezon sonunda valiziyle yürürken çekilen bir videoyu paylaşan Pogba, "duaları için yola çıktığını" söylemişti.

Pogba'nın Mekke'ye daha önce en az bir kez daha gittiği ve hacı olduğu biliniyor.

http://www.korhaber.com/haber/En-pahali-futbolcu-Pogba-Umre-de/238172

Hollandalı eski siyasetçi Joram van Klaveren İslam karşıtı kitap yazarken Müslüman oldu.




Hollandalı eski siyasetçi Joram van Klaveren İslam karşıtı kitap yazarken Müslüman oldu.

Hollanda'da, bir dönem aşırı sağcı Özgürlük Partisinde (PVV) milletvekili ve ikinci adam olan Joram van Klaveren, İslam karşıtı kitap yazarken Müslümanlığı seçti.
Hollanda basınında çıkan haberlere göre, eski siyasetçi 39 yaşındaki Joram van Klaveren, geçen yıl ekim ayında şehadet getirerek Müslüman oldu.

Eski siyasetçinin, Müslümanlık karşıtı kitap yazdığı süreçte yaptığı araştırmalar sırasında İslamiyet ile ilgili bakış açısı değişti.

İslam karşıtı düşüncelerini çürüten bir kitap çıkardı

İslamiyet'i seçen Klaveren, Müslüman olduktan sonra gayrimüslimlerin İslam karşıtı düşüncelerini çürüten bir kitap çıkardı.

2010-2017 yıllarında Hollanda Parlamentosunda milletvekili olan van Klaveren, 2014'te Özgürlük Partisinde (PVV) lideri Geert Wilders'in, Fas kökenliler için sarf ettiği ırkçı sözlerinden sonra partiden ayrılarak bağımsız milletvekili olmuştu. Wilders'in, ırkçı söylemlerinden ötürü yargılanma süreci devam ediyor.

Van Klaveren, ülkede 2017'de yapılan genel seçimlerde kendi kurduğu partiden aday olmuş fakat yeterli oy alamadığı için siyasete veda etmişti.

Bir dönem aşırı sağcı PVV partisinde olan Birlik Partisi lideri Arnoud Van Doorn da yaklaşık 6 yıl önce partiden ayrılarak Müslümanlığı seçmişti.

http://www.gunes.com/dunya/hollandali-eski-siyasetci-joram-van-klaveren-islam-karsiti-kitap-yazarken-musluman-oldu-951794

İslam karşıtı Arnoud Van Doorn Müslüman oldu.




İslam karşıtı Arnoud Van Doorn Müslüman oldu.

Hollanda'da aşırı sağcı ve İslam düşmanı Özgürlük Partisi'nin eski üyelerinden Arnoud Van Doorn Müslüman oldu.

Hollanda'da ırkçı ve İslam düşmanı politikacı olarak tanınan Geert Wilders'ın parti arkadaşı Arnoud Van Doorn Müslüman oldu. Doorn, İslam dinini seçtiğini Twitter üzerinden duyururken, "Hayata yeni bir başlangıç yaptığını" söyledi. Doorn Twi
tter'dan kelime-i şehadet getirdi.

YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Geçtiğimiz günlerde Twitter’dan önce “Yeni bir başlangıç” yazan, sonra da Arapça ‘Kelime-i Şehadet getiren’ Van Doorn tartışma yarattı. Van Doorn'un gerçekten Müslüman olup olmadığıyla ilgili soru işaretleri ülke basınında gündem oldu.


"BU KARARI CİDDİYETLE ALDIM"

Son olarak dün El Cezire’ye bir röportaj veren Van Doorn, “İnsanların İslam'a geçişimle ilgili şüphelerini anlıyorum. Kendi yakın çevremdeki insanlar ise yaklaşık bir yıldır Kur'an, hadis, sünnet gibi konularda araştırmalar yaptığımı biliyor. Ayrıca Müslümanlarla da din konusunda birçok sohbet yaptım. Bu çok büyük bir karar ve ben de bu kararı ciddiyetle aldım” dedi.

İslam karşıtı Arnoud Van Doorn Müslüman oldu

"BUGÜN OLSA FARKLI BİR SEÇİM YAPARDIM"

“Özgürlük Partisi'ne katıldığınız için pişmanlık duyuyor musunuz?” sorusuna ise Van Doorn, “Hayattaki her deneyimin bir amacı olduğunu öğrendim. Ancak bugünkü bilgimle şüphesiz farklı bir seçim yapardım” diye yanıt verdi.

"ALLAH BANA YOL GÖSTERECEK"

Van Doorn, bazılarının kendisini hain olarak gördüğünü, ama çoğunluğun kararını desteklediğini de vurgulayarak, “Hayatımda herkes gibi ben de hatalar yaptım. Bu hatalardan çok şey öğrendim. İslam'a geçişimle sonunda yolumu bulduğumu hissediyorum. Bunun yeni bir başlangıç olduğunun ve öğrenmem gereken çok şey olduğunun farkındayım. Bazı devlet kurumları da dahil direnişle karşılaşacağımı tahmin ediyorum. Allah'ın beni bu zor anlarda destekleyip bana yol göstereceğine inancım tam” dedi.

https://www.ensonhaber.com/islam-karsiti-arnoud-van-doorn-musluman-oldu-2013-03-05.html

25 Ocak 2019 Cuma

SANATÇI GÜLER IŞIK, RÜYASI ÇIKTI, TESETTÜRE GİRDİ




SANATÇI GÜLER IŞIK, RÜYASI ÇIKTI, TESETTÜRE GİRDİ

Kanser teşhisi koyulan ünlü türkücü Güler Işık, umre ziyaretinde iyileşeceğini işaret eden bir rüya gördü. Rüyası doğru çıkıp iyileşen Işık, tesettüre girdi.

"Dişi İbrahim Tatlıses" lakaplı ünlü türkücü Güler Işık Radikal bir kararla tesettüre girdi. Namaza başladı. Güler Işık hayatındaki bu ani değişikliğin neden ve nasıl gerçekleştiğini "Duymay
an Kalmasın" programında anlattı.

HASTANEDE KENDİSİNİ YERDEN YERE ATMIŞ

Yaklaşık iki buçuk yıl önce göğsünde bir sertlik ve Ağrı hisseden ünlü türkücü, doktora gitti. Doktor göğsündeki silikonu aldı ve Işık'ın göğüs kanseri olduğu teşhisini koydu. Işık doktorundan aldığı kötü haber karşısında yıkıldığını ve hastanede kendisini yerden yere attığını söyledi.

RÜYASINDA İYİLEŞECEĞİNİ GÖRDÜ

Kanser tedavisi başlayan Işık, Umre'ye gitme kararı aldı. Umre ziyareti sırasında şifa bulmak için dua eden ve iyileştiğine dair Allah'ın kendisine bir işaret göndermesini isteyen Işık, gece etkileyici bir rüya görür. Kanserin etkisiyle koltuk altında üç tane beze oluşan Işık, rüyasında, koltuk altından üç tane böceğin çıktığını görür. Umre ziyaretinden dönüşünde ameliyat olan Işık'ın koltuk altındaki kanser hücrelerinin yok olduğu görülür.

RÜYASI ÇIKTI, TESETTÜRE GİRDİ

Rüyası doğru çıkan ve duasının kabul olduğunu öğrenen Işık, radikal bir kararla tesettüre girdi ve namaza başladı. Işık, tesettüre nasıl girdiğini ve hastalık sürecinde yaşadığını anlatırken gözyaşlarına boğuldu.

Güler Işık: Kadın Sesi Günah Diye Şarkı Söylemeyi Bıraktım

Bir döneme sesi ve saçlarıyla damga vuran türkücü Güler Işık, bugün katıldığı programda "Tesettüre girdikten sonra dinimizi öğrendim. Kadın sesi günah diye şarkı söylemeyi bıraktım." dedi.

Sesi ve şarkılarıyla bir döneme damga vuran türkücü Güler Işık, Kanal D ekranlarında yayınlanan 'Müge ve Gülşen'le 2. Sayfa' programına konuk oldu. Tesettüre girdikten sonra şarkı söylemeyi bırakan Işık, "Dinimizde kadın sesi günah o yüzden 3-4 yıldır şarkı söylemiyorum." dedi.

"RÜYAMDA KANSERİ YENDİĞİMİ GÖRDÜM"

Göğüs kanserini yenen Güler Işık, "Göğüs kanserini yenen o süreci yaşayanlara Allah şifalar versin. Sanatçısın bir de saçın, kaşın, kirpiğin hep dökülüyor. Beni inanılmaz etkiledi. Rüyamda koltuk altımdan 3 tane böcekle her şeyin çıktığını gördüm. Umreden döndükten sonra ameliyat olmam lazımdı doktoruma 'bende o hastalık gitti biliyorum dedim' Doktorum koltuk altı lenflerime bakmak istedi. Ameliyattan sonra kontrol edildiğinde 'süper süper süper hiçbir şeyin yok tertemizsin' dedi. Böyle geçip gitti. Umredeki yaşadığım şeyler Rabb'im herkese nasip etsin.

"KADIN SESİNİN GÜNAH OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE ŞARKI SÖYLEMEYİ BIRAKTIM"


Uzun saçlarıyla bilinen Güler Işık, tesettüre girmesiyle alakalı da şunları söyledi: "Benim zaten içimde olan bir şeydi. Ben dinimizi öğrendikten sonra kadın sesinin günah olduğunu öğrendim. İlahi de söyleyebilirsin ama yine halka açık değil. Ondan dolayı olmadı ve istemedim. 3-4 yıldır hiç şarkı söylemiyorum. Evde kendi kendime söylüyorum ama dışarıda söylemeyi hiç özlemiyorum.

"DÜNYANIN BOŞ VE YAPMACIK OLDUĞUNU ÖĞRENDİM"

O dünyanın çok boş ve yapmacık olduğunu anladım. Eskiden konuştuğum kimse beni aramıyor. Allah onlara hidayet versin."

Tesettüre Giren Ünlü Türkücü Güler Işık: Kadın Sesi Günah Diye Şarkı Söylemeyi Bıraktım Tesettüre Giren Ünlü Türkücü Güler Işık: Kadın Sesi Günah Diye Şarkı Söylemeyi Bıraktım Tesettüre Giren Ünlü Türkücü Güler Işık: Kadın Sesi Günah Diye Şarkı Söylemeyi Bıraktım Tesettüre Giren Ünlü Türkücü Güler Işık: Kadın Sesi Günah Diye Şarkı Söylemeyi Bıraktım Tesettüre Giren Ünlü Türkücü Güler Işık: Kadın Sesi Günah Diye Şarkı Söylemeyi Bıraktım

Güler Işık, Sosyal Medya Hesabından İsyan Etti 


Geçtiğimiz yıllarda tesettüre girerek yaşam tarzını değiştiren ünlü türkücü Güler Işık, sosyal medya hesabından isyan etti. Işık, "Çirkin iftiralara maruz kalmaktayım." dedi.

Geçtiğimiz yıllarda tesettüre girerek yaşam tarzını değiştiren ünlü türkücü Güler Işık sosyal medya hesabından isyan etti. Işık, "Çirkin iftiralara maruz kalmaktayım." ifadelerini kullandı.

"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"

Kendisine yönelik linç kampanyası düzenlendiğini söyleyen Işık, sosyal medya hesabından böyle isyan etti;''Ben Güler Işık. Yıllarca Türkü sektöründe halka malolmuş bir sanatçıyım. Maalesef bir konu üzerinde söylemiş olduğum bir cümle üzerine kaç gündür sosyal medyada linç kampanyası yapılmakta! Şahsımın daha önce hiçir şekilde oynamadığı bir filmi fotomontaj yaparak kötü ve çirkin iftiralarla maruz kalmaktayım. Yarın itibarıyla bilişim suçları kapsamında savcılığa avukatım aracılığı ile suç duyurusunda bulunacağız. Şahısların kimliklerini ip numaralarından tespit ettikten sonra hukuk yoluyla sonuna kadar hesap soracağım ve takipçisi olacağım. Bu benim şahsıma yapılmış bir saldırı değil, benim üzerimden hükümete oynanmış çirkin bir oyundur.

Bu çirkin iftiralara itibar etmemenizi temenni ederim. Allah'a emanet olun...''

3 Ocak 2019 Perşembe

Pelin Çift yılbaşında umreye gitti 'bu bambaşka' deyip duygularını paylaştı






Pelin Çift yılbaşında umreye gitti 'bu bambaşka' deyip duygularını paylaştı
TRT kanalında Günden Ötesi programını hazırlayıp sunan sunucu Pelin Çift yeni yıla Mekke'de girdi, fotoğraflarını da sosyal medyadan paylaştı..
Ekranların ünlü sunucularından Pelin Çift, 2019 yılına umrede girdi. Yılbaşı için seçimini kutsal topraklardan yana yapan TRT'nin ünlü yüzü, baştan aşağı tesettürlü görüntülerini instagram hesabından paylaştı. Pelin Çift kutsal topraklara adım atınca neler hissettiğini de yazdı. İşte o paylaşımı:
TRT'de Gündem Ötesi programı ile sıradışı olaylara ve tasavvufa yönelin ünlü sunucu Pelin Çift, yılbaşında manevi yolculuğuna doğru adım attı. Kabe'ye giden ünlü sunucu bu yaşadığı deneyimin bambaşka olduğunu söyledi.
Pelin Çift umreyle ilgili duyguları şöyle aktardı: -"Haklarında çok konuştuk. Yüzlerce fotoğraf gördüm, video izledim ama gerçeğini görmek bambaşkaymış. Kabe ve Mescid-i Nebevi... Programda hepsini anlatacağız. O videoyu da paylaşacağım. Ve harika insanlarla tanıştım. 2019’a güzel bir başlangıç yaptım" .
Pelin Çift, 1978 yılında İzmir’de doğmuştur. Notre Dame de Sion Fransız Lisesini bitirdi. Sonra da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. Galatasaray Üniversitesi Gazetecilik Bölümünde “Özel Televizyonların Yapısal Özelliklerinin Haber Oluşumuna Etkilerini İnceleme” adlı Fransızca tez ile yüksek lisansını tamamladı.
1997 yılında NTV ekranlarında hava durumu sunuculuğu ile televizyonculuğa başladı. Daha sonra NTV haber sunuculuğuna terfi ederek 2 sene haber sundu.
2001 krizinde işten çıkarılınca işsiz kaldı ve yüksek lisansını tamamlamak üzere Galatasaray Üniversitesi’nde radyo televizyon gazeteciliği bölümünde okumaya başladı. Yüksek lisans biterken Paris’te Sorbonne Üniversitesi’ne kabul edildi, Tam Fransa’ya gidecekken Sky Türk kuruldu. Orada işe başladı.
Pelin Çift NTV’den sonra sırasıyla 2003-2004 yılları arasında SkyTürk, 2004-2009 yılları arasında CNN Türk ve 2009 yılında HaberTürk kanallarında sunuculuk hayatına devam etti. Son olarak HaberTürk kanalında Öteki Gündem adlı programın sunuculuğunu yaptı. 2014 yılına kadar HaberTürk kanalında Medya Kritik programını hazırlayıp sundu.
http://www.internethaber.com/pelin-cift-yilbasinda-umreye-gitti-bu-bambaska-deyip-duygularini-paylasti-foto-galerisi-1931310.htm?page=7