6 Şubat 2012 Pazartesi

Çinli genç kızın hidayet öyküsü






Çinli genç kızın hidayet öyküsü



 



İtalya’da ateist bir anne babanın ateist kızıyken İslam’ı seçerek Müslüman olan Çinli genç kız daha sonra hidayetine vesile olan Türkiyeli gençle evlenerek çifte mutluluk yaşadı. İsmini Emine olarak değiştiren Çinli Müslüman kadın, ‘Allah’ın isminden bile habersizdim’ diyerek geçmişi ve sonrasında gelen hidayet öyküsünü gazetemize anlattı.



Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde İslam’ı kabul ederek Müslüman olanların sayısı her geçen gün artarak devam ediyor. Ahlaksızlığın ve başıboşluğun dizboyu olduğu Avrupa’da, komünizmin baskısı altında köleliğe mahkum edilmiş Çin’de ve daha dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi yönetimi elinde bulunduran zalim, diktatör yönetimler, İslam’dan uzak bir hayat tarzı sunarak insanları uyutma politikası güdüyorlar. Ancak Allah hidayet nasip etti mi de hiçbir güç buna engel olamıyor. Halen milyonlarca insan içinde bulundukları psikolojik durumlardan ve bunalımlardan kurtulabilmek için büyük bir arayış içerisinde.



Ateist bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen ve şu anda İtalya’da yaşayan Çinli bir genç kadın da, geçmişten bugüne İslam’dan, Müslümanlardan, hatta Allah’tan habersiz bir halde yaşarken tanıştığı bir Müslüman’ın kendisine İslam’ı anlatması sonucu Müslüman oldu. Ve hidayetine vesile olan Türkiyeli gençle evlenerek iki mutluluğu bir arada yaşadı. Müslüman olduktan sonra ismini Emine olarak değiştiren Çinli genç kadın, ibret dolu hayat öyküsünü gazetemize anlattı. Gelin, Çinli Müslüman kadının hidayet öyküsünü kendi dilinden dinleyelim;



AİLECE HEPİMİZ ATEİSTTİK



Ben inançsız büyüdüm. Yani annem babam kardeşim ve ben hepimiz ateisttik. Hiç bir şeye inanmazdım. Ben Çin’de doğdum ve büyüdüm. 6 yıl önce ailemle beraber İtalya’ya gelip yerleştik. İtalya, Çin gibi değil tabi ki. Burada Müslümanlar daha fazla. Onları yakından tanıma fırsatınız daha çok oluyor. Çin nüfusu 1 milyarın üzerinde. Orada Müslümanlar parmakla gösterilecek kadar az. Yani tanıma fırsatınız pek olmuyor. Medyada Müslümanlardan pek bahsedilmiyor. Bu nedenlerden dolayı Müslüman toplumların güzelliklerini sınırlı ve yanlış tanıyabiliyorsunuz.



TA Kİ GENÇ BİR MÜSLÜMAN’LA TANIŞINCAYA DEK



İtalya’da ise çok Müslüman erkek ve bayanlar tanıdım. Mesela okula giden genç kızların çoğunluğu başörtülü ve okulda edepli idiler. Erkeklerle yan yana oturmazlardı. Bu durum ilgimi çekiyordu. Ta ki Allah beni de genç bir Müslüman’la tanıştırana kadar. Tanıdığım bu genç Müslüman Türkiyeli doğulu biriydi. Çalıştığı işyeri evimizin yakınlarındaydı. İş yerine gidip bazen alışveriş yapıyordum. Takdir-i ilahi buna derler. Aslında Takdir-i İlahi diyorum da garip gelmesin Müslüman olduktan sonra Kadere inandım. Ve yaşadığım bu durumu kadere bağladım.



BELKİ İNANMAZSINIZ AMA ALLAH İSMİNİ YENİ DUYMUŞTUM



Bu iş yeri sahibi bir gün bana ‘Sen Çinlisin Allah’a inanıyor musun dedi.’ Belki inanmazsınız Allah ismini yeni duymuştum. “Hayır, ben Allah’ı bilmiyorum” dedim ve inançsız olduğumu söyledim. Ona Allah’tan neyi kastettiğini sordum. Bana dönerek bizleri yaratan Allah olduğunu, Cennet ve Cehennemden kısaca bahsetti. Anlattığında ruhum yeni bir şey görmüş gibi dehşete kapıldım. Genç Müslüman, Cennetin nasıl bir yer olduğunu ve Cehenneme kimlerin gittiğini, Allah’ın var olduğunu bizim bu dünyada yaşadığımız hayatın geçici olduğunu anlattı. Ve en sonunda bana dönerek dedi ki ‘hepimiz öleceğiz.’



Bu konuşmalarımız başlangıçta bir iki hafta kadar sürdü diyebilirim. O bana çok şey anlattı.



Ben de bu konular hakkında hiç bir şey bilmediğim için devamlı dinliyordum.



SONUNDA İNANCIMI SORGULAMAYA BAŞLADIM



Allah ile tanışmanız ve İslam’ı seçmeniz böyle mi başladı?



Evet, böyle başladı. Hidayetin kime, nerede ve ne şekilde nasip olacağı Allah’ın dileğiyledir. 6 yıldır İtalya’dayım ve İslam’dan haberim yoktu. İşte bu genç vesilesiyle İslam’la tanıştım. Ailem koyu inançsız insanlardır. İnançları hiç yok. Ama ben yeni şeyler öğrenmiştim. Artık ruhum rahat değil hep daralıyordu. Korkuyordum. Cennet ve Cehennemin nasıl bir yer olduğunu hayal ediyordum. En sonunda inancımı sorgulamaya başladım. Ve bir soru… derken sorular... Bu da kafamı karıştırıyordu.



HEMEN GİDİP BAŞÖRTÜSÜ ALDIM



Peki, daha sonra?



Geceleri korkuyordum. Aslında bu korku beni İslam’a götüren bir pencereydi. Ruhumda depremlerin koptuğunu hissetmeye başladım. Yani anlatması biraz zor. Sonra İslam’ı nasıl yaşayacağımı ve Allah’ı nasıl tanıyacağımı bilemiyordum. Nihayet Çin’ce Kuran-ı Kerim buldum. Hayret!... Okuduğumda hiç bir soru kafamı karıştırmamaya başladı. Olacak şey değil… Bazı ayetler de tesettürle ilgiliydi. Hemen gidip başörtüsü aldım. Eve geldim. Odama kapandım. Aynanın karşısına geçip başörtümü taktım. Kendimi başka biri gibi gördüm. Ne bileyim böyle işte...



HİDAYETİME VESİLE OLDUKTAN SONRA EVLENDİK



Müslüman olduktan sonra size İslam’ı anlatan genç ile evlendiniz? Nasıl oldu, bu ilginç durumu bizimle de paylaşır mısınız?



Evet, çok ilginç… Eşim hidayetime vesile oldu. Ben Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldum. İlk işim ismimi değiştirmek oldu. Emine olarak değiştirdim ismimi. Evlilik kararı aldık. Eşim Türkiye’nin doğu tarafındandır. Bana imam nikahı kıyacağımızı söyledi. Ben imam nikâhının ne demek olduğunu hiç bilmiyordum. Merak ediyordum. Nasıl olacak bu imam nikahı. Sonra Milano kentinde bir eve gittik. Evde kimse yoktu. Sonra iki kişi geldi. Hepsi namazlı insanlardı. Ben eşimle odaya geçtik. Yaklaşık bir saat sonra 35 yaşlarında genç biri elinde kalem ve boş bir sayfayla odaya girdi. Yanında da iki şahit vardı. Hiç yüzüme bile bakmadan çok güler yüzle Selamün Aleyküm diyerek içeri girdiler. Sanki Müslüman olmam en çok onları sevindirmişti. Yüz hatlarından belliydi.



AİLEM DE ÇOK SEVİNDİ



Eşim ayağı kalktı. Onlara karşı çok saygılı davranıyordu. Birbirlerini sordular. Sonra bana dönerek İtalyanca İslam’dan kısaca bahsettiler. İslam’ı kendi isteğimle mi kabul ettiğimi sordular. Ben de evet kendi isteğimle diye cevapladım. Ve Kelime-i Şehadeti tekrar etmemi istediler. Sonra sordular eşliğe ‘kabul ediyor musun’ ben de evet dedim. Daha sonra nikâhımız için mehir talep etmemi dilediler. Ben de malumunuz bir iki şey istedim. Ve nikâhımız kıyıldı. Ailem, Müslüman olmama ve evlenmeme de çok sevindi. Allah’a şükür her iki taraf da tepki göstermedi. Elhamdülillah. 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder