12 Ocak 2012 Perşembe

AFGANİSTAN'DA İSLAMI SEÇEN GAZETECİ YVONNE RİDLEY



AFGANİSTAN'DA İSLAMI SEÇEN GAZETECİ YVONNE RİDLEY 

Gazeteci olarak Afganistan'a giden ve burada 10 gün tutuklu kaldıktan sonra hayatı değişip, Müslümanlığı seçen Yvonne Ridley; yaşadığı olayları, İngiltere'deki milletvekilliği adaylığını, İsrail'e bakışın ve başörtüsü yasağı hakkındaki görüşlerini anlattı.

Sizi Afganistan’a götüren neydi?

- İngiliz hükümeti 3 bin gazeteciyi besliyor. Hükümetin beslediği gazetecilerdenseniz bazı şeyleri görmezden gelmeniz gerekiyor. Bölgenin gerçeklerini gün yüzüne çıkarmak için Afganistan’a gittiğimde türlü türlü engelle karşılaştım. 3 defa vize almaya uğraştım. Batı medyası beni dışladı. Ben de burka giyerek kaçak olarak Afganistan’a girdim. Aslında kaçırılmadım, pasaportsuz ve vizesiz girdiğim için tutuklandım. Tutuklu kaldığım 10 gün içinde çok korkmuştum. Zira, Bush ve Blair’in kaşıkla beslediği medya Taliban’ı ‘en korkunç rejim’ olarak ilan etmişlerdi. Taliban askerlerine küfürler ediyor, yüzlerine tükürüyordum. Ben onlara kötü davranmama rağmen onlar şefkat gösteriyorlardı. Daha sonra içlerinden biri gelerek İslâm’a davet etti. Kendisine beni serbest bırakmaları halinde Kur’an-ı Kerim’i okuyup araştıracağımı söyledim ve serbest bıraktılar. Ebu Gureyb’deki, Begram’daki, Guantanamo’da yapılan işkenceleri, tecavüzleri duydukça halime şükrettim. Böylece dünyanın en kötü rejimi tarafından kaçırılmama sevinmiş oldum. Amerikan askerleri tarafından kaçırılmamış olmama çok sevindim.

Küreselleşme eşiğindeki İslâm dünyasının genel durumunu nasıl buluyorsunuz?

- Emperyalist Batılılar Müslüman ülkeleri sömürmenin peşinde. Afganistan’da, Irak’ta, Çeçenistan’da canlı örneklerini yaşıyoruz. İslâmi yaşam tarzı Batılıları tehdit etmediği halde Batılılar bugün dünyanın birçok bölgesine el atmış durumda. Emperyalizme karşı en büyük tehdit İslâmiyettir. Avrupalılar bu sebeple İslâm’ı hedef alıyorlar.

BİR TANE İSLÂM VAR!

-ABD’nin İslâm dünyası üzerine ortaya attığı tezleri var: Ilımlı İslâm, Radikal İslâm… Bu tezleri nasıl değerlendirmeli?

- Radikal İslâm, büyük ölçekte Amerikan uydurması ama gerçeklik payı var. Sonuçta beni esir tutan insanlar da Amerika’nın ‘Radikal İslâmcı’ suçlamasına maruz kalıyorlar. Hıristiyanken savunduğum Filistin davasını Müslüman olduktan sonra da söyleyince Radikal İslâmcı suçlamalarına maruz kaldım. Bir tek İslâmiyet vardır, o da İslâmiyet’in kendisidir. Ilımlı İslâm ise Batının bize diretmelerinden kaynaklanıyor. Batı değiştirilmiş, bozuk bir İslâm’ın mensubu olmamızı istiyor. Avrupalılar İslâm’ın Beyaz Saray’a secde etmesi için elinden geleni yapıyor. Evet, İslâmiyet’i yumuşatmak isteyen gruplar var ve bunlar da İslâm’ın özünü değiştiriyorlar. Nasıl ki biz Katoliklere Protestanlığı aşılamıyorsak dış dünya da İslâm’ı ılımlılaştırmaya çalışmamalı.

-Avrupa genelinde artan İslâmofobi’yi konuşacak olursak; 11 Eylül’ün İslâmofobi’ye etkisi ne oldu?

- 11 Eylül Avrupa’daki İslâmofobi’yi artırdı. 11 Eylül, Batının İslâm dünyasını dövmesi için sopa vazifesi gördü. Bu tarih Müslümanlar üzerindeki baskının legalleşmesine aracı kılındı.

KADININ HAKKI İSLÂM’DA

- Müslüman olmadan önce kadın haklarını savunduğunuzu da biliyoruz…

- Daha önce feministtim. Feminist hareketlerin devlet yönetiminden almak istediği hakları İslâm zaten veriyor. Avrupa’da kadının kalitesi açılmışlığı ve alçalmışlığıyla ölçülüyor. İslâm'da ise karakter seviyesine göre değerlendirildiğini gördüm. Kadının kalitesi ancak düşünce yapısına göre ölçülebilir ve İslâm kadının hakkını veriyor. Müslümanlara bu konuda eğitim verilmesi gerekiyor. Müslüman devletlerde kadınların bugün yaşamakta olduğu eziklik kültürel mesele. İslâm ülkelerinde kadının ezilmesi de İngiliz kolonilerinin o bölgelere girmesinden sonrasına rastlıyor.

23 Ağustos’ta Filistin’e çıkarma yapmıştınız… Nasıl bir Filistinle karşılaştınız?

- Siyonistler Filistin ekonomisini bitirdiler. Bütün ülkeler kendi suları içinde 12 mile kadar açılabilirken Filistinli balıkçılar 3 milden fazla açıldıkları zaman kurşun yiyorlar. Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesi. 1 buçuk milyon insan tutuklu vaziyette hayatlarını sürdürüyor. İsrail hafif soykırım metoduyla Filistinlileri yok etme uğraşında.

İsrail’den bir tehdit gördünüz mü?

- İsrail ırkçı bir devlet. Hareketimizin içinde gazeteciler olduğu için olayın duyulacağı düşüncesiyle bizi vurmadılar.

Filistin’deki Hamas gerçeği…

- Filistin Hamas’la birlikte çürümüş El-Fetih iktidarından kurtuldu. Hamas’ın gelmesiyle toplumsal barış sağlandı. Suçlarda yüzde seksen oranında düşüş olduğunu biliyoruz. Hamas’ın yönetimindeki Gazze, Londra’dan çok daha güvenli. Uluslararası hukuk Filistin’deki, Irak’taki cihadı tanımak zorundadır. Müslümanlar öncelikle barışı amaçlar. Müslüman, pasif olamaz. Elbetteki vatanını koruyacaktır. Müslümanların tarih boyunca bir ülkeyi işgal ettiği görülmemiş.

Özgür Gazze Hareketi’ni kurdunuz…

- Özgür Gazze Hareketi'ni kurarak 23 Ağustos’ta Filistin’e gezide bulunduk. 1967’den bu yana oraya giden ilk gemi olduk. Filistin’in unutulmaması gerektiğini belirten tarihi bir olaya imza attık. 17 ülkeden çok sayıda insan özgür bir Filistin için Gazze’ye akın ettik. Arap ülkelerinin yıllardır koyamadığı tavrı sivil bir hareket olarak biz koyduk. 22 Eylül’de ikinci kez giderek daha kapsamlı çalışmalarda bulunacağız. Müslüman liderlerin Filistin için çalıştığını henüz göremedik. Arap liderler Amerika’nın önünde göbek attılar. Lübnan’ı bomba yatağı haline getirdiler. Filistin’in işgaline razı olup, Bağdat’ı kendi haline terk ettiler. Türkiye bölgede anahtar ülke konumunda.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI APTALLIK

Dünyada birçok ülkeyi gezmiş biri olarak Türkiye’deki başörtüsü yasağı hakkında ne düşünüyorsunuz?


- Çok kötü. Başörtüsü yasağı aptallıktır. Bu konuda Türk askerinden çekiniliyorsa karşılıklı konuşularak çözüme kavuşturulmalıdır. Türk erkekleri ülkelerinde başörtülü kadınlara yapılanlar yüzünden başlarını öne eğmeliler. Bundan daha utanç verici bir şey olamaz. Gordon Brown İngiltere’de benzeri bir yasa çıkarsa, bütün millet sokaklara dökülür. Yalnızca inançlı kadınlar değil, özgürlüğün gücüne inanan herkes bu yasağın sona ermesi için mücadele vermeli.

Başörtüsü yasağı Türkiye’nin yıllar boyu geri kalmış bir zihniyetle yönetildiğinin resmidir. Bu yasaktan ötürü her yıl binlerce başörtülünün okumak için yurtdışına çıktığını biliyoruz. Kimisi bir daha hiç dönmüyor ve devlet bu sayede kasti olarak ‘beyin göçü’nü desteklemiş oluyor. Dünyaya çözüm sunabilecek Müslüman ülkeler başörtüsü yasağı gibi gereksiz gündemlerle uğraşıyorlar.

VAKİT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder